# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاِذْ فَرَقْنَا بِكُمُ الْبَحْرَ فَاَنْجَيْنَاكُمْ وَاَغْرَقْنَٓا اٰلَ فِرْعَوْنَ وَاَنْتُمْ تَنْظُرُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-iż feraknâ bikumu-lbahra feenceynâkum veaġraknâ âle fir’avne veentum tenzurûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Sizin için denizi ikiye ayırmış, sizi kurtarmış ve gözünüzün önünde Firavun hânedânını boğmuştuk. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Bir zamanlar biz sizin için denizi yardık, sizi kurtardık, Firavun'un taraftarlarını da, siz bakıp dururken denizde boğduk. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Denizi yarıp sizi kurtarmış ve gözlerinizin önünde Firavun ailesini batırmıştık. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Hani, sizin için denizi yarmış, sizi kurtarmış, gözlerinizin önünde Firavun ailesini suda boğmuştuk. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Hani bir zamanlar sizin için denizi yarıp, sizi kurtardık da Firavun'un adamlarını suda boğduk, siz de bakıp duruyordunuz. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve bir vakit sizin sebebinize denizi yardık, sizi necata çıkardık da Âli Fir'avni garkettik sizler bakıp duruyordunuz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Hem hatırlayın o demleri ki sizin sebebinize denizi yarıb da hepinizi kurtarmış, Fir'avun haanedânını ise, kendiniz de gözlerinizle bakıb dururken, (suda) boğmuşduk. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hani sizin için denizi yarıp da sizi kurtarmış ve siz (hayretle) bakıp dururken Fir'avun ehlini suda boğmuştuk. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ve yine hatırlayın ki, bir vakit sizden ötürü denizi yardık da hepinizi kurtardık, Fir'avun avânesini ise, sizler bakıb dururken, suda boğduk. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve hatırlayınız o zamanı ki sizin için denizi yardık da hepinizi kurtardık. Firavun'-un âlini de gark ettik, bir halde ki sizler bakıp duruyordunuz. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Yine hatırlayın ki, denizi sizinle yarıp sizi kurtarmış, Firavun Hanedanını da gözlerinizin önünde boğmuştuk. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And remember We divided the sea for you and saved you and drowned Pharaoh´s people within your very sight. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Bakara Sûresi 50. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Enbiya suresinin 81. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 81. Ayet Arapça: وَلِسُلَيْمٰنَ الرّ۪يحَ عَاصِفَةً تَجْر۪ي بِاَمْرِه۪ٓ اِلَى الْاَرْضِ ...
"Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır." (Saf Sûresi ...
"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...
Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...
"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...
Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...