# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَلَٓا اِنَّهُمْ هُمُ الْمُفْسِدُونَ وَلٰكِنْ لَا يَشْعُرُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Elâ innehum humu-lmufsidûne velâkin lâ yeş’urûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Dikkat edin! Onlar bozguncuların ta kendileridir; fakat bunun farkına varmazlar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Şunu bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir, lâkin anlamazlar. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İyi bilin ki, asıl bozguncular kendileridir, lakin farkında değillerdir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | İyi bilin ki, onlar bozguncuların ta kendileridir. Fakat farkında değillerdir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İyi bilin ki, onlar ortalığı bozanların ta kendileridir, fakat anlamazlar. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ha! Doğrusu bunlar ortalığı ifsat edenlerdir bunlar lâkin şuurları yok farkında değillerdir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Gözünü aç, onlar muhakkak ki fesadcıların ta kendileridir. Fakat şuurlarını işletmezler. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Dikkat edin! Şübhesiz ki onlar, müfsidlerin (bozguncuların) ta kendileridir, fakat idrâk etmezler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | İyi bilin ki, onlar, ortalığı ifsad edenlerdir. Lâkin şuurları yok, farkında değillerdir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Haberiniz olsun ki müfsid olan şahıslar, onların kendileridir. Fakat bunu anlamazlar. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Dikkat edin, onlar bozguncuların tâ kendisidir; lâkin bunun bilincinde değillerdir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Of a surety, they are the ones who make mischief, but they realise (it) not. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Bakara Sûresi 12. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...