# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَقَالُوا لَنْ يَدْخُلَ الْجَنَّةَ اِلَّا مَنْ كَانَ هُودًا اَوْ نَصَارٰىۜ تِلْكَ اَمَانِيُّهُمْۜ قُلْ هَاتُوا بُرْهَانَكُمْ اِنْ كُنْتُمْ صَادِق۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve kâlû len yedḣule-lcennete illâ men kâne hûden ev nesârâ(k) tilke emâniyyuhum(k) kul hâtû burhânekum in kuntum sâdikîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Ehl-i kitap: “Yahudi veya Hristiyanlardan başkası asla cennete giremeyecek” dediler. Bu, onların boş kuruntularıdır. Onlara de ki: “Eğer doğru söylüyorsanız, delilinizi getirin.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Ehl-i kitap:) Yahudiler yahut Hristiyanlar hariç hiç kimse cennete giremeyecek, dediler. Bu onların kuruntusudur. Sen de onlara: Eğer sahiden doğru söylüyorsanız delilinizi getirin, de. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Yahudi veya Hristiyan olmayan kimse elbette cennete girmeyecek" dediler; bu onların kuruntularıdır. De ki: "Sözünüz doğru ise delillerinizi getirin". |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Bir de; “Yahudi ve Hristiyanlardan başkası Cennet’e girmeyecek” dediler. Bu, onların kuruntuları! De ki: “Eğer doğru söyleyenler iseniz (iddianızı ispat edecek) delilinizi getirin.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bir de "yahudi ve Hristiyanlardan başkası asla cennete giremeyecek" dediler. Bu onların kendi kuruntularıdır. Sen de onlara de ki; "Eğer doğru iseniz, haydi bakalım getirin delilinizi." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | bir de Yehud veya Nasradan başkası asla Cennete giremiyecek dediler, bu onların kendi kuruntuları, haydi de; doğru iseniz getirin bühranınızı |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Yahudiler ve Hristiyanlar) dediler ki: «Yahudi veya Nasrânî olanlardan başkası asla cennete girmeyecek.» Bu, onların kuruntularıdır. (Habîbim, onlara) söyle: «Eğer (bu iddianızda) doğrucu kimseler iseniz burhanınızı getirin.». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Ehl-i kitab:) “Yahudi veya hristiyan olandan başkası aslâ Cennete giremeyecek!” dediler. Bu onların boş temennîleridir. De ki: “Eğer (iddiâ nızda) doğru kimseler iseniz, delîlinizi getirin!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Yahûdi'ler, “-Cennet'e ancak yâhudi olanlar girer” ve hristiyanlar da, yine: “-cennet'e ancak hristiyan olanlar girer” dediler. Bu, onların kuruntularıdır. Ey Habibim, onlara söyle “- Eğer bu davânızda sâdık kimselerseniz delilinizi getirin. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve dediler ki «cennete Yahudi veya Nasranî olanlardan başkası elbette giremeyecektir.» Bu onların boş hülyalarıdır. De ki: «Hüccetinizi getirin, eğer siz sâdık kimseler iseniz.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlar, “Yahudilerden yahut Hristiyanlardan başkası Cennete girmeyecek” dediler. Bu onların kuruntusudur. Sen, “Eğer doğru söylüyorsanız delilinizi getirin” de. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And they say: "None shall enter Paradise unless he be a Jew or a Christian." Those are their (vain) desires. Say: "Produce your proof if ye are truthful." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Bakara Sûresi 111. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: وَاِنْ يَمْسَسْكَ اللّٰهُ بِضُرٍّ فَلَا كَاشِفَ لَهُٓ اِلَّا هُوَۚ وَاِنْ يُرِدْكَ بِخَيْرٍ فَلَا رَٓادَّ لِفَضْلِه۪ۜ يُص۪ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: وَاَنْ اَقِمْ وَجْهَكَ لِلدّ۪ينِ حَن۪يفًاۚ وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَ “Ve yüzünü hak dine çevir, sakın müşrikler ...
Ayet-i kerimede buyrulur: وَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الَّذ۪ينَ كَذَّبُوا بِاٰيَاتِ اللّٰهِ فَتَكُونَ مِنَ الْخَاسِر۪ينَ Asla Allah’ın âyetlerini yalan ...
Ayet-i kerimede buyrulur: فَقَالُوا عَلَى اللّٰهِ تَوَكَّلْنَاۚ رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِلْقَوْمِ الظَّالِم۪ينَۙ وَنَجِّنَا بِرَحْمَتِكَ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: فَاِنْ تَوَلَّيْتُمْ فَمَا سَاَلْتُكُمْ مِنْ اَجْرٍۜ اِنْ اَجْرِيَ اِلَّا عَلَى اللّٰهِۙ وَاُمِرْتُ اَنْ اَكُونَ مِنَ الْم ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَٓا اِنَّ اَوْلِيَٓاءَ اللّٰهِ لَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَۚ Bilesiniz ki Allah’ın dostlarına hiçbir ...