# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | بَد۪يعُ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ وَاِذَا قَضٰٓى اَمْرًا فَاِنَّمَا يَقُولُ لَهُ كُنْ فَيَكُونُ | |
Türkçe Okunuşu * | Bedî’u assemâvâti vel-ard(i)(c) ve-iżâ kadâ emran fe-innemâ yekûlu lehu kun feyekûn(u) | |
1. | Ömer Çelik Meali | O, gökleri ve yeri yoktan, önünde hiçbir örnek olmadan ve benzersiz bir biçimde yaratandır. Bir şeyi yaratmak isteğince, sadece “ol!” der, o da hemen oluverir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (O), göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısıdır. Bir şeyi dilediğinde ona sadece «Ol!» der, o da hemen oluverir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Gökleri ve yeri yoktan var eden Allah'tır. O, bir işin olmasını dilerse, ona ancak "ol" der ve olur. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | O, gökleri ve yeri örneksiz yaratandır. Bir işe hükmetti mi ona sadece “ol” der, o da hemen oluverir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | O, göklerin ve yerin yoktan var edicisidir ve O, bir işin olmasını murad edince, ona yalnızca "ol!" der, o da hemen oluverir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Göklerin, Yerin mübdii, bir emri murad etti mi ona yalnız «ol!» der, oluverir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Göklerin ve yerin Yaratıcısıdır o. O bir şey'e hükmetdi mi ona ancak «o!» der, o da oluverir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (O,) göklerin ve yerin benzersiz yaratıcısıdır. Ve bir işe hükmettiğinde, artık ona sâdece “Ol!” der, (o da) hemen oluverir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Göklerin ve yerin yaratıcısıdır. Bir işin olmasını istese ona yalnız; “ol” der, o da oluverir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Allah Teâlâ göklerin ve yerin mübdiidir. Bir şeyi irâde edince ona «Ol!» der, o da hemen oluverir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | O, gökleri ve yeri hiç yoktan ve benzersiz olarak yaratandır. Bir işi murad ettiğinde sadece “Ol” der; o da oluverir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | To Him is due the primal origin of the heavens and the earth: When He decreeth a matter, He saith to it: "Be," and it is. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Bakara Sûresi 117. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
İsra suresinin 32. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 32. Ayet Arapça: وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنٰٓى اِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةًۜ وَسَٓاءَ سَب۪يلًا İs ...
İsra suresinin 23. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 23. Ayet Arapça: وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُٓوا اِلَّٓا اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِح ...
Hadîd sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 29 âyettir. İsmini, 25. âyette geçen ve “demir” mânasına gelen اَلْحَد۪يدُ (hadîd) kelimesinden alır. Mushaf t ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّ هٰذَا الْقُرْاٰنَ يَهْد۪ي لِلَّت۪ي هِيَ اَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِن۪ينَ الَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ اَنّ ...
İsra suresinin 1. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 1. Ayet Arapça: سُبْحَانَ الَّذ۪ٓي اَسْرٰى بِعَبْدِه۪ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اِ ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اُدْعُ اِلٰى سَب۪يلِ رَبِّكَ بِالْحِكْمَةِ وَالْمَوْعِظَةِ الْحَسَنَةِ وَجَادِلْهُمْ بِالَّت۪ي هِيَ اَحْسَنُۜ اِنَّ رَبَّك ...