# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّٓا اَرْسَلْنَاكَ بِالْحَقِّ بَش۪يرًا وَنَذ۪يرًاۙ وَلَا تُسْـَٔلُ عَنْ اَصْحَابِ الْجَح۪يمِ | |
Türkçe Okunuşu * | İnnâ erselnâke bilhakki beşîran veneżîrâ(an)(s) velâ tus-elu ‘an ashâbi-lcehîm(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Rasûlüm! Biz seni, insanları hem müjdelemen hem de uyarman için hak din ile gönderdik. Sen vazîfeni hakkıyle yapıyorsun; dolayısıyla cehennemlik olanlardan sorumlu tutulacak değilsin! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Doğrusu biz seni Hak (Kur'an) ile müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehennemliklerden sorumlu değilsin. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Doğrusu Biz, seni hak ile, müjdeci ve uyarıcı olarak göndermişizdir. Sen, cehennemliklerden sorumlu tutulmayacaksın. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Şüphesiz biz seni hak ile; müjdeleyici ve uyarıcı olarak gönderdik. Sen cehennemlik olanlardan sorumlu tutulacak değilsin. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Şüphe yok ki, Biz seni hak ile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi olarak gönderdik. Sen, o cehennemliklerden sorumlu değilsin. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Şek yok: biz seni hakkile rahmetimizin müjdecisi ve azabımızın habercisi gönderdik; sen o Cehennemliklerden mes'ul de değilsin |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Habîbim) şübhe yok ki biz seni (rahmetimizin) kâmil bir müjdeci (si) ve (azabımızın) gerçek korkutucu (su ve habercisi) olarak o Hak (Kur'ân) ile gönderdik. Sen cehennemin arkadaşlarından (cehennemlik olanların küfürde ayak diremelerinden) mes'ul olacak değilsin. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Habîbim, yâ Muhammed!) Şübhe yok ki biz seni, hak (dîn) ile, bir müjdeleyici ve(aynı zamanda) bir korkutucu olarak gönderdik; ve (sen) Cehennem ehlinden suâl olunmayacaksın! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Şüphe yok ki, biz seni rahmetimizin müjdecisi ve azâbımızın habercisi olarak hak Kur'an ile gönderdik; sen o cehennemliklerden sorumlu da değilsin. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Şüphe yok ki, Biz seni hak ile mübeşşir ve münzir olarak gönderdik. Sen cehennem ashâbından mes'ul olmazsın. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Biz seni hem müjdeleyici, hem de sakındırıcı olarak, hak ile gönderdik. Yoksa sen Cehennem ehlinden sorumlu değilsin. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Verily We have sent thee in truth as a bearer of glad tidings and a warner: But of thee no question shall be asked of the Companions of the Blazing Fire. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Bakara Sûresi 119. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...
İsra suresinin 107. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 107. Ayet Arapça: قُلْ اٰمِنُوا بِه۪ٓ اَوْ لَا تُؤْمِنُواۜ اِنَّ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِل ...