# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَوَيْلٌ لِلَّذ۪ينَ كَفَرُوا مِنْ يَوْمِهِمُ الَّذ۪ي يُوعَدُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Feveylun lilleżîne keferû min yevmihimu-lleżî yû’adûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Madem öyle, tepelerine çökeceği bildirilen o acı günden dolayı kâfirlerin vay hâline! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Başlarına gelecek (acı) günlerinden dolayı vay o kâfirlerin haline! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Söz verilen günün azabından vay o inkar edenlere! |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Uyarıldıkları günlerinden dolayı vay o inkâr edenlerin hâline! |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kendilerine vaad edilen günlerinde uğrayacakaları azabdan dolayı vay inkâr edenlerin haline!. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | artık o va'dolundukları günlerinden vay o küfredenlere!... |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | İşte kendilerine va'd (ve tehdîd) edilegelen günlerinden (dolayı) vay o küfredenlere! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | İşte va'd olunup durdukları o günlerinden dolayı o kâfirlerin vay hâline! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Artık o azabla korkutuldukları günlerinden dolayı, Kur'an'ı ve Peygamberi inkâr edenlere şiddetli azab olsun... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık vaadolunur oldukları günlerinden dolayı vay kâfir olan kimselere. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Kendilerine vaad olunan o günlerinden kâfirlerin çekecekleri var! |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Woe, then, to the Unbelievers, on account of that Day of theirs which they have been promised! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zâriyât Sûresi 60. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...