# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | مَٓا اُر۪يدُ مِنْهُمْ مِنْ رِزْقٍ وَمَٓا اُر۪يدُ اَنْ يُطْعِمُونِ | |
Türkçe Okunuşu * | Mâ urîdu minhum min rizkin vemâ urîdu en yut’imûn(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Ben onlardan herhangi bir rızık istemiyorum; beni doyurmalarını da istemiyorum. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Ben onlardan rızık istemiyorum. Beni doyurmalarını da istemiyorum. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onlardan bir rızık istemem; Beni doyurmalarını da istemem. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Ben, onlardan bir rızık istemiyorum. Bana yedirmelerini de istemiyorum. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ben onlardan herhangi bir rızık istemiyorum. Beni yedirmelerini de istemiyorum. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ben onlardan bir rızk istemiyorum, bana yemek yedirmelerini de istemiyorum |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Ben onlardan bir rızık istemiyorum. Bana (yemek) yedirmelerini de istemiyorum! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Ben) onlardan bir rızık istemiyorum; beni doyurmalarını da istemiyorum. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ben, onlardan bir rızk istemiyorum, (ben onları kendilerine yahud başka bir kimseye rızık versinler diye yaratmadım); bana (kullarıma) yemek yedirmelerini de istemiyorum. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve ben onlardan bir rızık istemiyorum ve bana yemek yedirmelerini de istemiyorum. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ben onlardan bir rızık istemiyorum; Beni doyurmalarını da istemiyorum. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | No Sustenance do I require of them, nor do I require that they should feed Me. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zâriyât Sûresi 57. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...