# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِذْ دَخَلُوا عَلَيْهِ فَقَالُوا سَلَامًاۜ قَالَ سَلَامٌۚ قَوْمٌ مُنْكَرُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | İż deḣalû ‘aleyhi fekâlû selâmâ(en)(s) kâle selâmun kavmun munkerûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Bunlar insan suretinde onun yanına varmışlar ve selâm vermişlerdi. O da: “Size de selâm olsun! Galiba buralarda yabancı kimselersiniz” demişti. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onlar İbrahim'in yanına girmişler, selam vermişlerdi. İbrahim de selamı almış, içinden, «Bunlar, yabancılar» demişti. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onlar, İbrahim'in yanına girip: "Selam sana" demişlerdi, İbrahim de: "Selam size" demişti; içinden de, onların "tanınmamış bir topluluk" olduğunu geçirmişti. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Hani onlar, İbrahim’in yanına varmışlar ve “Selâm olsun sana!” demişlerdi. O da “Size de selâm olsun.” demiş, “Bunlar tanınmamış (yabancı) kimseler” (diye düşünmüştü). |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Hani onlar İbrahim'in huzuruna girmişlerdi de "Selam sana!" demişlerdi. İbrahim: "Size de selam" demiş, ve içinden: "Bunlar tanınmamış bir topluluk!" diye geçirmişti. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O vakıt ki üzerine girdiler de «selâm» dediler. «Selâm, görülmedik bir kavım» dedi |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Hani bunlar, onun yanına girmişlerdi de «Selâm» demişlerdi. (İbrâhîm de) «selâm» demiş (selâm ile mukaabele etmiş), «(Bunlar) tanınmamış bir zümre» demişdi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Onlar İbrâhîm'in) yanına girdiklerinde: “Selâm (senin üzerine olsun)!” demişlerdi.(O da:) “Selâm (sizin üzerinize de olsun!) (Siz buralarda) tanınmamış bir topluluk(sunuz).” dedi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Hani onlar, İbrahîm'in yanına varmışlardı da selâm vermişlerdi. O da (onlara karşılık olarak) selâm vermiş: “- (Bunlar) tanınmadık bir kavim.” demişti. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O vakit ki, O'nun yanına girmişler de «Selâm,» demişlerdi. (Hazreti ibrahim de) Dedi ki: «Selâm, tanınmamışlar olan bir cemaat.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Yanına girdiklerinde “Selâm” demişlerdi. O da “Tanımadığım kimseler, size de selâm olsun” dedi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Behold, they entered his presence, and said: "Peace!" He said, "Peace!" (and thought, "These seem) unusual people." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zâriyât Sûresi 25. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...
Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...
"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...
Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...
Enbiya suresinin 37. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 37. Ayet Arapça: خُلِقَ الْاِنْسَانُ مِنْ عَجَلٍۜ سَاُر۪يكُمْ اٰيَات۪ي فَلَا تَسْتَعْجِ ...
Saff sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 14 âyettir. İsmini, 4. ayetinde geçen صَفًّا (saffen) kelimesinden alır. Sûrenin “İsa” ve اَلْحَوَارِيُّونَ (Hav ...