# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَرَاغَ اِلٰٓى اَهْلِه۪ فَجَٓاءَ بِعِجْلٍ سَم۪ينٍۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Ferâġa ilâ ehlihi fecâe bi’iclin semîn(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Hemen sezdirmeden âilesinin yanına geçti, çok geçmeden kızartılmış semiz bir dana kebâbı getirdi. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Hemen ailesinin yanına giderek semiz bir dana (kebabını) getirmiş, |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 26,27. Hemen ailesine giderek semiz bir buzağı getirmiş, onların önüne sürüp: "Yemez misiniz?" demişti. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Hissettirmeden ailesinin yanına gidip, (pişirilmiş) semiz bir buzağı getirdi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İbrahim, sonra ailesine giderek semiz bir buzağı (eti) getirdi. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Hemen bir bahâne ile ehline gitti, bir semiz dana getirdi de |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Hemen (gizlice) ailesine gidib semiz bir dana getirdi de, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hemen sezdirmeden âilesinin yanına gitti, çok geçmeden (kızartılmış) semiz bir buzağı (eti) getirdi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Hemen bir bahane ile ailesine giderek bir semiz dana (kesib etini) getirdi de, |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Hemen bir bahane ile ailesinin yanına gitti, derhal semîz bir buzağı ile geldi. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Sonra ailesinin yanına vardı, semiz bir buzağıyla döndü. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Then he turned quickly to his household, brought out a fatted calf, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zâriyât Sûresi 26. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...