# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قُتِلَ الْخَرَّاصُونَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Kutile-lḣarrâsûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Kahrolsun Allah’ın va‘dettiği şeylerden şüphe duyan o koyu yalancılar! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Kahrolsun o koyu yalancılar! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 10,11. Yalancılığı itiyat edinenlerin, bilgisizliğe saplanıp kalanların canları çıksın! |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 10,11. Cehalet içinde gaflete dalmış olan (ve “Muhammed şairdir, delidir” diyen) yalancılar kahrolsun! |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kahrolsun (o fikir adına) kendi tahminlerini ileri sürenler! |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O kahrolası yalancılar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Kahr olsun o koyu yalancılar! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Kahrolsun o yalancılar! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Kahrolsun o yalancılar!... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O (muhtelif sözlü) yalancılar kahrolsunlar. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Kahrolsun o yalancılar! |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Woe to the falsehood-mongers,- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zâriyât Sûresi 10. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: وَاِذَا مَسَّ الْاِنْسَانَ الضُّرُّ دَعَانَا لِجَنْبِه۪ٓ اَوْ قَاعِدًا اَوْ قَٓائِمًاۚ فَلَمَّا كَشَفْنَا عَنْهُ ضُرَّهُ م ...
Sabiîlik, El-Cezîre’de ortaya çıkan ve Hz. Yahyâ’ya (as.) bağlı olduğu ileri sürülen bir Yahûdi-Hristiyan mezhebi veya ışık-karanlık düalizmine dayalı ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّ فِي اخْتِلَافِ الَّيْلِ وَالنَّهَارِ وَمَا خَلَقَ اللّٰهُ فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِ لَاٰيَاتٍ لِقَوْمٍ يَتَّقُونَ ...
Peygamberimizin (s.a.v.) ismi Kur’an-ı Kerim’de beş defa geçmektedir. Peygamberimiz (s.a.v.) Kur’an’da dört defa “Muhammed”, bir defa da “Ahmed” olara ...
Ayet-i kerimede buyrulur: لَقَدْ جَٓاءَكُمْ رَسُولٌ مِنْ اَنْفُسِكُمْ عَز۪يزٌۘ عَلَيْهِ مَا عَنِتُّمْ حَر۪يصٌ عَلَيْكُمْ بِالْمُؤْمِن۪ينَ رَؤُ۫فٌ رَ ...
"O, suyu acı ve tatlı iki denizi birbirine kavuşmak üzere salıvermiştir." (Rahmân Sûresi 19) "Fakat aralarında bir engel vardır; onu aşıp da birbi ...