# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَتَوَلّٰى بِرُكْنِه۪ وَقَالَ سَاحِرٌ اَوْ مَجْنُونٌ | |
Türkçe Okunuşu * | Fetevellâ biruknihi ve kâle sâhirun ev mecnûn(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Firavun ise var gücüyle ve bütün ordusuyla gerçeğe sırtını dönmüş ve: “Bu Mûsâ ya bir sihirbaz veya delinin biri!” demişti. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Firavun ordusuyla birlikte yüz çevirmiş: «O, bir büyücüdür veya bir delidir» demişti. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Firavun, erkaniyle birlikte hakdan yüz çevirdi; "sihirbazdır veya delidir" dedi. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | O ise kuvvetine güvenerek yüz çevirdi ve “Bu bir büyücü veya delidir” dedi. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Firavun ise ordusuyla birlikte yüz çevirmiş, onun hakkında: "Bu bir sihirbazdır, ya da bir delidir." demişti. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O bütün kuvvetiyle tersine gitti: sâhir veya mecnun, dedi |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | O, ordusiyle birlikde (îmandan) yüz çevimiş, (onun hakkında) «Ya bir sihirbazdır, yahud bir mecnundur» demişdi. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hâlbuki (Fir'avun) bütün kuvveti (ordusu) ile (îmandan) yüz çevirdi ve (Mûsâ için): “(O) bir sihirbazdır veya bir delidir!” dedi. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O, bütün ordusu ile (imandan) yüz çevirdi ve şöyle dedi: “- Bu, bir sihirbaz, yahud bir mecnundur.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | (Fir'avun) Hemen bütün kuvvetiyle yüz çevirdi ve dedi ki: «Bir sihir edici veya bir delidir.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Firavun ise ordusuyla birlikte yüz çevirdi ve “Bu ya büyücü, ya da delinin biri” dedi. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | But (Pharaoh) turned back with his Chiefs, and said, "A sorcerer, or one possessed!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zâriyât Sûresi 39. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...