# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اِنَّمَا تُوعَدُونَ لَصَادِقٌۙ | |
Türkçe Okunuşu * | İnnemâ tû’adûne lesâdik(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Size va‘dedilen yeniden diriliş, hesap ve ceza kesinlikle doğrudur. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 1, 2, 3, 4, 5, 6. Tozdurup savuranlara, yükünü yüklenenlere, kolayca süzülenlere, işi ayıranlara andolsun ki, size vâdedilen, kesinlikle doğrudur ve ceza mutlaka vuku bulacaktır. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 1,2,3,4,5,6. Esip savuran rüzgarlara, yağmur yüklü bulutlara, kolayca süzülen gemiler ve işleri yöneten meleklere and olsun ki, size söz verilen kıyametin kopması şüphesiz gerçektir. Ödeşme günü gelecektir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 1,2,3,4,5,6. Tozutup savuranlara, ağırlık taşıyanlara, kolaylıkla akanlara, iş bölüştürenlere andolsun ki, size vaad olunan şey elbette doğrudur. Hesap ve ceza mutlaka gerçekleşecektir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | O size vaad edilen elbette doğrudur. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ki muhakkak o size va'd olunan her halde doğrudur |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | şübhesiz ki size va'd olunan (şeylerin hepsi) elbette doğrudur. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Şübhesiz ki va'd edilegeldiğiniz şey (öldükten sonra dirilmeniz), gerçekten doğrudur. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Muhakkak size vaad olunanlar bir gerçektir; |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Size vaadolunan, şüphe yok ki, elbette doğrudur. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Size vaad olunan doğrudur. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Verily that which ye are promised is true; |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zâriyât Sûresi 5. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...