# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَمَا اسْتَطَاعُوا مِنْ قِيَامٍ وَمَا كَانُوا مُنْتَصِر۪ينَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Femâ-stetâ’û min kiyâmin vemâ kânû muntasirîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Artık bir daha ne ayağa kalkabildiler, ne de kimseden yardım alabildiler! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Ayağa kalkacak güçleri kalmamış, yardım edenleri de olmamıştı. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Ayağa kalkacak güçleri kalmadı, yardım da görmediler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Artık, ne yerlerinden kalkmaya güçleri yetti, ne de başkasından yardım görebildiler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Artık onlar, ne kendi kendilerine ayağa kalkabildiler, ne de yardım gördüler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O vaktı bir kalkınmaya da güç yetiremediler, bir yardım da görmediler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | İşte (bu sebeble) ayakda durmıya güç yetiremediler, yardım edenleri de olmadı. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Artık ne ayağa kalkmaya güç yetirebildiler, ne de (kendilerine) yardım edilen kimseler oldular. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O vakit (bu azabdan kurtulub) kalkmağa güç yetiremediler, bir yardım da görmediler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık bir kalkınmaya da güç yetiremediler ve yardım görücüler de olmadılar. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ne ayağa kalkabildiler, ne de kimseden yardım gördüler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Then they could not even stand (on their feet), nor could they help themselves. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zâriyât Sûresi 45. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا اسْتَج۪يبُوا لِلّٰهِ وَلِلرَّسُولِ اِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْي۪يكُمْۚ وَاعْلَمُٓوا ...
Malı helâlinden kazanıp, sarfedilmesi emredilen yerlere harcamak suretiyle şükreden zenginin fazileti ile ilgili ayetler... AYETLER “Her kim ve ...
Ayet-i kerimede buyrulur: وَمَا جَعَلَهُ اللّٰهُ اِلَّا بُشْرٰى وَلِتَطْمَئِنَّ بِه۪ قُلُوبُكُمْۚ وَمَا النَّصْرُ اِلَّا مِنْ عِنْدِ اللّٰهِۜ اِنَّ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ الَّذ۪ينَ اِذَا ذُكِرَ اللّٰهُ وَجِلَتْ قُلُوبُهُمْ وَاِذَا تُلِيَتْ عَلَيْهِمْ اٰيَاتُهُ زَادَتْه ...
Ayet-i kerimede buyrulur: خُذِ الْعَفْوَ وَأْمُرْ بِالْعُرْفِ وَاَعْرِضْ عَنِ الْجَاهِل۪ينَ (Resûlüm!) Sen af yolunu tut, iyiliği emret ve cahille ...
Başkasını kendine tercih etmek, varını yoğunu muhtaçlara vermek ile ilgili ayetler... AYETLER “Kendileri muhtaç olsalar bile, başkasını daha ço ...