# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَتَوَلَّ عَنْهُمْ فَمَٓا اَنْتَ بِمَلُومٍۘ | |
Türkçe Okunuşu * | Fetevelle ‘anhum femâ ente bimelûm(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Sen onlarla tartışmaktan vazgeç; bu yüzden kınanacak da değilsin. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Artık onlara aldırma. (Davete uymamalarından dolayı) sen kınanacak değilsin. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onlardan yüz çevir; sen kınanacak değilsin. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onun için, onlardan yüz çevir. Artık kınanacak değilsin. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ey Muhammed! Sen onlardan yüz çevir. Artık sen kınanacak değilsin. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Onun için onlardan yüz çevir, artık sen levm olunacak değilsin |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | O halde (Habîbim) onlardan yüz çevir. Artık sen, kınanacak (mes'ûl olacak) değilsin. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Artık onlardan yüz çevir; bu yüzden kınanacak bir kimse değilsin! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onun için, onlardan yüz çevir; artık (tebliğ vazifeni yaptın ve bizim katımızda) kınanacak değilsin. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Şimdi onlardan yüz çevir, artık sen kınanılacak değilsin. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Sen onlardan yüz çevir; artık kınanmazsın. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | So turn away from them: not thine is the blame. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zâriyât Sûresi 54. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...