# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَلَّذ۪ينَ هُمْ ف۪ي غَمْرَةٍ سَاهُونَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Elleżîne hum fî ġamratin sâhûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar, cehâlet bataklığı içinde bilinçsizce bocalayıp duruyorlar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onlar koyu bir cehalet içerisinde kalmış gafillerdir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 10,11. Yalancılığı itiyat edinenlerin, bilgisizliğe saplanıp kalanların canları çıksın! |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 10,11. Cehalet içinde gaflete dalmış olan (ve “Muhammed şairdir, delidir” diyen) yalancılar kahrolsun! |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onlar bir sarhoşluk ve cehalet içinde şuursuzdurlar. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | O serhoşluk içinde yaptığını bilmezler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | ki onlar koyu bir cehalet içinde kalmış gaafil kimselerdir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | O kimseler ki, onlar cehâlet içinde bulunan gafillerdir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onlar, bir cehalet içinde bulunan gâfil kimselerdir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | O kimseler ki onlar cehalet içinde gâfil kimselerdir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onlar ki cehalete bürünmüş gafillerdir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Those who (flounder) heedless in a flood of confusion: |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Zâriyât Sûresi 11. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...