# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَسَبِّحْ بِاسْمِ رَبِّكَ الْعَظ۪يمِ | |
Türkçe Okunuşu * | Fesebbih bismi rabbike-l’azîm(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Öyleyse, Yüce Rabbinin ismini tesbih et; O’nun her türlü kusurdan ve ortakları olmaktan çok yüce ve uzak olduğunu söyle! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Öyleyse ulu Rabbinin adını tenzih ile an. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Öyleyse çok büyük Rabbinin adını tesbih et. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Öyleyse yüce Rabbinin adını tesbih et. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Öyle ise Rabbini o büyük ismiyle tesbih et. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Haydi tesbih et Rabbına azîm ismiyle |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Haydi Rabbini o büyük adiyle tesbih (ve tenzîh) et. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | O hâlde Azîm (pek yüce olan) Rabbinin ismi ile (سُبْحَانَ رَبِّيَ الْ&31593;َظ۪يمِ diyerek) tesbîh et! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O halde, Rabbini yüce ismiyle tesbîh et, (Sübhane Rabbiyel Azîm, de; yahud Allah'ın emri ile namaz kıl). |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık azim olan Rabbinin ismiyle tesbihte bulun. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Öyleyse Ulu Rabbinin adını kusurdan ve ortaktan tenzih et. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | So celebrate with praises the name of thy Lord, the Supreme. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Vâkıa Sûresi 96. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...