# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | ف۪ي سَمُومٍ وَحَم۪يمٍۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Fî semûmin ve hamîm(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar, iliklere işleyen zehirli, kavurucu bir ateş ve son derece kaynar sular içindedirler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar su içinde, |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 42,43,44. İnsanın içine işleyen bir sıcaklık ve kaynar su içinde, serinliği ve hoşluğu olmayan kara bir dumanın gölgesinde bulunurlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 42,43,44. Onlar, iliklere işleyen bir ateş ve bir kaynar su içindedirler. Ne serin ve ne de yararlı olan zifirî bir gölge içinde!. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | İçlerine işleyen bir ateş ve kaynar şu içinde, |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bir semum ve hamîm |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Ateşin mesamatlarına işleyen) sıcaklığı ve kaynar bir su, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 42,43,44. (Onlar) nüfûz edici bir ateş ve bir kaynar su içinde, serinliği ve hoşluğu (bir faydası) olmayan simsiyah dumandan bir gölge içindedirler! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onlar ateşin alevi ve kaynar su içindedirler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Mesâmâtâ kadar nüfuz eden bir sıcaklık ve son derece hararetli bir su içindedirler. |
11. | Ümit Şimşek Meali | İliklere işleyen bir ateş ve kaynar su içindedirler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | (They will be) in the midst of a Fierce Blast of Fire and in Boiling Water, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Vâkıa Sûresi 42. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...