# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاِنَّهُ لَقَسَمٌ لَوْ تَعْلَمُونَ عَظ۪يمٌۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve-innehu lekasemun lev ta’lemûne ‘azîm(un) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Eğer bilirseniz bu gerçekten pek büyük bir yemindir, |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 75,76. Hayır; yıldızların yerleri üzerine yemin ederim; ki bunun ne büyük yemin olduğunu bir bilseniz! |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 75,76. Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, -eğer bilirseniz, gerçekten bu, büyük bir yemindir- |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bilirseniz bu büyük bir yemindir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | ve filhakika o, bilseniz çok büyük bir kasemdir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | ki hakıykaten bu, eğer bilirseniz, büyük bir anddır, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve şübhesiz bu, eğer bilirseniz, gerçekten pek büyük bir yemindir! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ki eğer bilirseniz bu yemin, gerçekten büyük bir yemindir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve şüphe yok ki o, eğer bilseniz, bu elbette pek büyük bir yemindir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Bu bir yemin ki, bilseniz, pek büyüktür. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And that is indeed a mighty adjuration if ye but knew,- |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Vâkıa Sûresi 76. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: رَبَّنَا اغْفِرْ ل۪ي وَلِوَالِدَيَّ وَلِلْمُؤْمِن۪ينَ يَوْمَ يَقُومُ الْحِسَابُ۟ “Rabbimiz, hesabın yapılacağı gün, beni ...
Âyet-i kerîmede buyrulur: “Andolsun ki Biz, öğüt alsınlar diye, bu Kur’ân’da insanlara her türlü misâli verdik.” (ez-Zümer, 27) Yine Cenâb-ı Hak âye ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: قُلْ لِعِبَادِيَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُوا يُق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَيُنْفِقُوا مِمَّا رَزَقْنَاهُمْ سِرًّا وَعَلَانِيَةً مِنْ قَبْل ...