# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَاَصْحَابُ الشِّمَالِۙ مَٓا اَصْحَابُ الشِّمَالِۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve ashâbu-şşimâli mâ ashâbu-şşimâl(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | O “ashâb-ı şimal” ki, ne uğursuz ne bedbaht kimselerdir o “ashâb-ı şimâl!” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Soldakiler; ne yazık o soldakilere! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Defterleri soldan verilenler; ne yazık o solculara! |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Kötülüğe batanlar ise ne mutsuz kimselerdir! |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Solun adamları, nedir o solcular! |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Eshabi şimal ise ne Eshabi şimal! |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Solcular: (Onlar) ne solculardır! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ashâb-ı Şimâl (amel defterleri sol eline verilenler) ise, ne (bedbaht insanlardır o)Ashâb-ı Şimâl! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Solcular ise, onlar ne acıklı durumdalar!... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ashâb-ı Şimal ise, ne? |
11. | Ümit Şimşek Meali | Bir de Ashab-ı Şimal var ki, ne bedbahttır onlar. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | The Companions of the Left Hand,- what will be the Companions of the Left Hand? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Vâkıa Sûresi 41. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...