# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | ءَاَنْتُمْ اَنْشَأْتُمْ شَجَرَتَهَٓا اَمْ نَحْنُ الْمُنْشِؤُ۫نَ | |
Türkçe Okunuşu * | E-entum enşe/tum şeceratehâ em nahnu-lmunşi-ûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onun ağacını siz mi yaratıp yetiştiriyorsunuz; yoksa onu yaratan biz miyiz? |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 71,72. Söyleyin; yaktığınız ateşin ağacını var eden sizler misiniz, yoksa onu Biz mi var ederiz? |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz? |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratan biz miyiz? |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Sizmi inşa ettiniz onun ağacını? Yoksa bizmiyiz inşa eden? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Onun ağacını siz mi yarardınız, yoksa yaratanlar biz miyiz? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa yaratanlar biz miyiz? |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa biz miyiz yaratan? |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Onun ağacını siz mi yarattınız yoksa yaratanlar Biz miyiz? |
11. | Ümit Şimşek Meali | Onun ağacını siz mi yarattınız, yoksa Biz miyiz yaratan? |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Is it ye who grow the tree which feeds the fire, or do We grow it? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Vâkıa Sûresi 72. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...