# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | بَلْ نَحْنُ مَحْرُومُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Bel nahnu mahrûmûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Bundan da öte, biz her türlü rızıktan büsbütün mahrum kaldık!” diye feryat ederdiniz. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Daha doğrusu, biz yoksul kaldık» (derdiniz). |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 65,66,67. Dilersek Biz onu çerçöp yaparız, şaşar kalırsınız; "Doğrusu borç altına girdik, hatta yoksun kaldık". |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Daha doğrusu büsbütün mahrumuz!” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Doğrusu, biz yoksul bırakıldık" (derdiniz). |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Daha doğrusu büsbütün mahrumuz!.. |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Daha doğrusu biz (umduğumuzdan) mahrum kalmışlarız». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Daha doğrusu biz mahrum bırakılanlarız!” (derdiniz.) |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Daha doğrusu (beklediğimiz mahsule karşılık) büsbütün mahrumuz.” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Belki biz mahrum kimseleriz (diye söylenirdiniz).» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Biz mahrum kaldık” diye. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "Indeed are we shut out (of the fruits of our labour)" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Vâkıa Sûresi 67. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا عِنْدَنَا خَزَٓائِنُهُۘ وَمَا نُنَزِّلُهُٓ اِلَّا بِقَدَرٍ مَعْلُومٍ Her şeyin hazineleri sade ...
Kur’ân-ı Kerîm’i, her devirde milyonlarca hâfız ezberlemiştir. Müsteşriklerin dahî îtirâf ettikleri gibi[1] bu durum, yeryüzünde hiçbir kitaba nasîb o ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ...
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...