# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَتَجْعَلُونَ رِزْقَكُمْ اَنَّكُمْ تُكَذِّبُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve tec’alûne rizkakum ennekum tukeżżibûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Allah’ın size verdiği bu büyük nimete teşekkür edecek yerde onu yalanlıyorsunuz. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Allah'ın verdiği rızka karşı şükrü, onu yalanlamakla mı yerine getiriyorsunuz? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Rızkınıza şükredeceğiniz yere onu vereni mi yalanlıyorsunuz? |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 81,82. Şimdi siz, bu sözü mü küçümsüyorsunuz ve Allah’ın verdiği rızka O’nu yalanlayarak mı şükrediyorsunuz? |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Rızkınızı, yalanlamanızdan ibaret mi kılıyorsunuz? |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve rızkınızı tekzibiniz mi kılacaksınız? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Rızkınıza (şükür edeceğinize) siz behemehal tekzibe mi kalkışırsınız? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve gerçekten siz, rızkınızı (Kur'ân ni'metine karşı şükrünüzü, onu) yalanlıyorken mi yapıyorsunuz? |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Ve (Kur'an'dan nasibinizi), rızkınıza şükretmeyi inkâra mı kalkışacaksınız? |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve rızkınızı siz muhakkak kendinizin yalanlamanızdan ibaret mi kılacaksınız? |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ondan nasibinizi, onu yalanlamaktan ibaret mi kılıyorsunuz? |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And have ye made it your livelihood that ye should declare it false? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Vâkıa Sûresi 82. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا عِنْدَنَا خَزَٓائِنُهُۘ وَمَا نُنَزِّلُهُٓ اِلَّا بِقَدَرٍ مَعْلُومٍ Her şeyin hazineleri sade ...
Kur’ân-ı Kerîm’i, her devirde milyonlarca hâfız ezberlemiştir. Müsteşriklerin dahî îtirâf ettikleri gibi[1] bu durum, yeryüzünde hiçbir kitaba nasîb o ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ...
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...