# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَاَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ مَٓا اَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Fe-ashâbu-lmeymeneti mâ ashâbu-lmeymene(ti) | |
1. | Ömer Çelik Meali | O “ashâb-ı meymene” ki, ne uğurlu ne mutlu insanlardır o “ashâb-ı meymene!” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Sağdakiler, ne mutlu o sağdakilere! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İyi işler işlediklerini belirtmek için, amel defterleri sağdan verilenler; ne mutlu o sağcılara! |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Ahiret mutluluğuna erenler var ya; ne mutlu kimselerdir! |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sağın adamları (var ya) ne mutludurlar onlar! |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ki sağda «Ashabı meymene»: Ne «Ashabı-meymene!» |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Sağcılar (a gelince:) O sağcılar ne (mutlu) durlar! |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Artık (bir kısmınız) Ashâb-ı Meymene (kurtulduğuna bir alâmet olarak amel defterleri sağ eline verilenler) ki, ne (mutlu o) Ashâb-ı Meymene(ye)! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Sağcılar (amel defterleri sağ ellerine verilenler), o sağcılar ne mutludurlar!... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | İmdi (biri) Ashâb-ı Meymene, nedir Ashâb-ı Meymene? |
11. | Ümit Şimşek Meali | Ashab-ı Yemin ki ne mutlu kimselerdir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Then (there will be) the Companions of the Right Hand;- What will be the Companions of the Right Hand? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Vâkıa Sûresi 8. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
YAPMAKTA OLDUĞU İYİLİĞİ DEVAM ETTİRMEKLE İLGİLİ ÂYETLER “Bir toplum inanç ve davranışlarını değiştirmedikçe, Allah da onların durumunu değiştirme ...
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...