# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَاَمَّٓا اِنْ كَانَ مِنَ الْمُقَرَّب۪ينَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Fe-emmâ in kâne mine-lmukarrabîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Eğer ölen kişi “mukarrebûn”dan; Allah’a yaklaştırılmış has kullardan ise, |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Fakat (ölen kişi Allah'a) yakın olanlardan ise, |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 88,89. Eğer ölen o kişi, gözdelerden ise, rahatlık, hoşluk ve nimet cenneti onundur. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 88,89. Fakat (ölen kişi) Allah’a yakın kılınmışlardan ise, ona rahatlık, güzel rızık ve Naîm cenneti vardır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Fakat ölen kişiye gelince, eğer o rahmete yaklaştırılanlardan ise, |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Amma o mukarrebînden ise |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Şimdi, (ölene gelince) eğer o, mukarreblerden ise, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 88,89. Fakat (ölen o kimse), (Allah'a) yakın kılınanlardan (sâbikundan) ise, artık (ona)bir rahatlık, güzel kokulu bir rızık ve Naîm Cenneti vardır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Amma ölü, hayırda ileri geçenlerden (Mukarrebûn'dan) ise, |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık (o ölen) eğer mukarreblerden oldu ise, |
11. | Ümit Şimşek Meali | Fakat o Allah katında yakınlık sahibi olanlardan ise, |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Thus, then, if he be of those Nearest to Allah, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Vâkıa Sûresi 88. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...