# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | لَا بَارِدٍ وَلَا كَر۪يمٍ | |
Türkçe Okunuşu * | Lâ bâridin velâ kerîm(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Bir gölge ki, ne serinlik verir, ne bir hayrı dokunur. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 43, 44. Serin ve hoş olmayan kapkara dumandan bir gölge altındadırlar; |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 42,43,44. İnsanın içine işleyen bir sıcaklık ve kaynar su içinde, serinliği ve hoşluğu olmayan kara bir dumanın gölgesinde bulunurlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 42,43,44. Onlar, iliklere işleyen bir ateş ve bir kaynar su içindedirler. Ne serin ve ne de yararlı olan zifirî bir gölge içinde!. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Ki ne serindir, ne de faydalı. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ne serin ne de kerîm |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Ki (o gölge) ne serin, ne de fâideli değildir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 42,43,44. (Onlar) nüfûz edici bir ateş ve bir kaynar su içinde, serinliği ve hoşluğu (bir faydası) olmayan simsiyah dumandan bir gölge içindedirler! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | O gölge ne serindir, ne mülâyim... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | (O gölge) Ne soğuktur, ne de fâidelidir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Bir gölge ki ne serinlik verir, ne bir hayrı dokunur. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Nothing (will there be) to refresh, nor to please: |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Vâkıa Sûresi 44. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...