# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | لَوْ نَشَٓاءُ جَعَلْنَاهُ اُجَاجًا فَلَوْلَا تَشْكُرُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Lev neşâu ce’alnâhu ucâcen felevlâ teşkurûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Dileseydik onu içilmesi mümkün olmayan tuzlu, acı bir su yapardık. Öyleyse şükretmeniz gerekmez mi? |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Dileseydik onu tuzlu yapardık. Şükretmeniz gerekmez mi? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Dileseydik onu acılaştırırdık; hala şükretmez misiniz? |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Dileseydik onu acı bir su yapardık. O hâlde şükretseydiniz ya!. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Dileseydik onu tuzlu yapardık. O halde şükretseniz ya! |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Dilesek onu acı bir çorak ediverirdik o halde şükretseniza |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Eğer dileseydik onu (içilmeyecek) tuzlu bir su yapardık. O halde şükretmeli değil misiniz? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Dileseydik onu tuzlu (acı bir su) yapardık; o hâlde şükretmeniz gerekmez mi? |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Dileseydik onu acı bir su yapardık. O halde (bu türlü nimetlere karşı Allah'a) şükretseniz ya... |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Eğer dilese idik onu acı bir su yapardık. Artık şükretmeli değil misiniz? |
11. | Ümit Şimşek Meali | Dileseydik onu acı bir su yapardık; öyleyse niçin hâlâ şükretmezsiniz? |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Were it Our Will, We could make it salt (and unpalatable): then why do ye not give thanks? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Vâkıa Sûresi 70. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...
Kâf sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 45 âyettir. İsmini 1. âyette geçen ق (Kāf) harfinden alır. Resmî tertîbe göre 50, iniş sırasına göre 34. sûredir. ...
Yasin suresi Mekke’de nazil olmuştur. 83 ayettir. İsmini birinci ayette geçen يٰسٓ (Yasin) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, nüzul (İniş) sırası ...
Ayet-i kerimede buyrulur: قُلْ اَرَاَيْتُمْ اِنْ اَخَذَ اللّٰهُ سَمْعَكُمْ وَاَبْصَارَكُمْ وَخَتَمَ عَلٰى قُلُوبِكُمْ مَنْ اِلٰهٌ غَيْرُ اللّٰهِ يَأ ...