# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قُلْ اِنَّ الْاَوَّل۪ينَ وَالْاٰخِر۪ينَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Kul inne-l-evvelîne vel-âḣirîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | De ki: “Hem şu ana kadar yaşayıp gitmiş olanlar, hem de siz ve sizden sonra gelecekler;” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | De ki: Hem öncekiler hem de sonrakiler, |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 49,50. De ki: "Şüphesiz öncekiler de, sonrakiler de belli bir günün belirli bir vaktinde toplanacaklardır." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 49,50. De ki: “Şüphesiz öncekiler ve sonrakiler, mutlaka belli bir günün belli bir vaktinde toplanacaklardır.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | De ki: "Öncekiler ve sonrakiler" |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | De ki: Muhakkak bütün evvelîn ve âhirîn |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Söyle: «Şüphesiz hem evvelkiler, hem sonrakiler, |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 49,50. De ki: “Şübhe yok ki öncekiler de, sonrakiler de, bilinen bir günün belli bir vaktinde elbette toplanacak olanlardır.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Ey Rasûlüm, o münkirlere) söyle: “- Muhakkak bütün evvelkiler ve sonrakiler, |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | De ki: «Şüphe yok evvelkiler de, sonrakiler de,». |
11. | Ümit Şimşek Meali | De ki: Öncekiler ve sonrakiler, |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Say: "Yea, those of old and those of later times, |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Vâkıa Sûresi 49. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...