# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَثُلَّةٌ مِنَ الْاٰخِر۪ينَۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Ve śulletun mine-l-âḣirîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Birçoğu da sonrakilerden! |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Birçoğu da sonrakilerdendir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 39,40. Bunların bir kısmı eski ümmetlerden, bir kısmı da sonrakilerdendir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 39,40. Bunların birçoğu öncekilerden, birçoğu da sonrakilerdendir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bir çoğu da sonrakilerdendir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve bir çok âhirînden |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | bir çok (u) da sonraki (ümmet) lerdendir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 39,40. (Onlar) önceki (ümmet)lerden birçok, sonrakilerden de birçoktur. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Bir çoğu da sonraki (ahir zaman peygamberine bağlı) ümmetlerdendir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve sonrakilerden bir cemaattir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Birçoğu da sonrakilerdendir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And a (goodly) number from those of later times. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Vâkıa Sûresi 40. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا عِنْدَنَا خَزَٓائِنُهُۘ وَمَا نُنَزِّلُهُٓ اِلَّا بِقَدَرٍ مَعْلُومٍ Her şeyin hazineleri sade ...
Kur’ân-ı Kerîm’i, her devirde milyonlarca hâfız ezberlemiştir. Müsteşriklerin dahî îtirâf ettikleri gibi[1] bu durum, yeryüzünde hiçbir kitaba nasîb o ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ...
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...