Necm Sûresi Elmalılı Hamdi Yazır Meali


SÛRE

MEAL LiSTESi


Karşılaştır Necm Sûresi 1: İnmekte olan yıldıza andolsun ki,
وَالنَّجْمِ اِذَا هَوٰىۙ ﴿١﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 2: Arkadaşınız (Muhammed) sapmadı, azmadı.
مَا ضَلَّ صَاحِبُكُمْ وَمَا غَوٰىۚ ﴿٢﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 3: O, hevâdan (arzularına göre) konuşmaz.
وَمَا يَنْطِقُ عَنِ الْهَوٰىۜ ﴿٣﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 4: O(nun konuşması kendisine ) vahyedilenden başkası değildir.
اِنْ هُوَ اِلَّا وَحْيٌ يُوحٰىۙ ﴿٤﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 5: Onu, müthiş kuvvetleri olan biri öğretti
عَلَّمَهُ شَد۪يدُ الْقُوٰىۙ ﴿٥﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 6: (Ki o) akıl ve görüşünde kuvvetli (bir melek)dir. Hemen (gerçek meleklik şekliyle) doğruldu.
ذُو مِرَّةٍۜ فَاسْتَوٰىۙ ﴿٦﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 7: O, en yüksek ufukta idi.
وَهُوَ بِالْاُفُقِ الْاَعْلٰىۜ ﴿٧﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 8: Sonra (Cebrail ona) yaklaştı ve (aşağıya doğru) sarktı.
ثُمَّ دَنَا فَتَدَلّٰىۙ ﴿٨﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 9: Onunla arasındaki mesafe, iki yay kadar, yahut daha az kaldı.
فَكَانَ قَابَ قَوْسَيْنِ اَوْ اَدْنٰىۚ ﴿٩﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 10: (Allah), kuluna verdiği vahyi verdi.
فَاَوْحٰٓى اِلٰى عَبْدِه۪ مَٓا اَوْحٰىۜ ﴿١٠﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 11: Onun gördüğünü kalb(i) yalanlamadı.
مَا كَذَبَ الْفُؤٰادُ مَا رَاٰى ﴿١١﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 12: Onun gördükleri hakkında şimdi kendisi ile tartışacak mısınız.
اَفَتُمَارُونَهُ عَلٰى مَا يَرٰى ﴿١٢﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 13: Andolsun onu bir kez daha görmüştü.
وَلَقَدْ رَاٰهُ نَزْلَةً اُخْرٰىۙ ﴿١٣﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 14: Sidretü'lMüntehâ'nın yanında.
عِنْدَ سِدْرَةِ الْمُنْتَهٰى ﴿١٤﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 15: Ki Cennetü'lMe'vâ onun yanındadır.
عِنْدَهَا جَنَّةُ الْمَأْوٰىۜ ﴿١٥﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 16: Sidre'yi kaplayan kaplıyordu.
اِذْ يَغْشَى السِّدْرَةَ مَا يَغْشٰىۙ ﴿١٦﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 17: (Peygamberin) gözü şaşmadı ve sınırı aşmadı.
مَا زَاغَ الْبَصَرُ وَمَا طَغٰى ﴿١٧﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 18: Andolsun ki o, Rabbinin âyetlerinden en büyüğünü gördü.
لَقَدْ رَاٰى مِنْ اٰيَاتِ رَبِّهِ الْكُبْرٰى ﴿١٨﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 19: Siz de gördünüz değil mi o Lât ve Uzza'yı?
اَفَرَاَيْتُمُ اللَّاتَ وَالْعُزّٰىۙ ﴿١٩﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 20: Ve üçüncü olarak da öteki (put) Menat'ı?
وَمَنٰوةَ الثَّالِثَةَ الْاُخْرٰى ﴿٢٠﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 21: Size erkek O'na dişi öyle mi?
اَلَكُمُ الذَّكَرُ وَلَهُ الْاُنْثٰى ﴿٢١﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 22: Öyle ise bu çok insafsızca bir taksim.
تِلْكَ اِذًا قِسْمَةٌ ض۪يزٰى ﴿٢٢﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 23: Onlar hiçbir şey değil, sırf sizin ve babalarınızın taktığınız (boş) isimlerdir. Allah onlar hakkında hiçbir delil indirmedi. Onlar yalnız zanna ve nefislerin sevdasına uyuyorlar. Halbuki onlara Rableri tarafından yol gösterici gelmiştir.
اِنْ هِيَ اِلَّٓا اَسْمَٓاءٌ سَمَّيْتُمُوهَٓا اَنْتُمْ وَاٰبَٓاؤُ۬كُمْ مَٓا اَنْزَلَ اللّٰهُ بِهَا مِنْ سُلْطَانٍۜ اِنْ يَتَّبِعُونَ اِلَّا الظَّنَّ وَمَا تَهْوَى الْاَنْفُسُۚ وَلَقَدْ جَٓاءَهُمْ مِنْ رَبِّهِمُ الْهُدٰىۜ ﴿٢٣﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 24: Yoksa her arzu ettiği şey, insanın kendisinin mi (olacak) dir?
اَمْ لِلْاِنْسَانِ مَا تَمَنّٰىۘ ﴿٢٤﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 25: Son da ilk de (ahiret de dünya da) Allah'ındır.
فَلِلّٰهِ الْاٰخِرَةُ وَالْاُو۫لٰى۟ ﴿٢٥﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 26: Göklerde nice melek var ki Allah'ın dileyip razı olduğuna izin vermeden önce onların şefaatları hiç bir işe yaramaz.
وَكَمْ مِنْ مَلَكٍ فِي السَّمٰوَاتِ لَا تُغْن۪ي شَفَاعَتُهُمْ شَيْـًٔا اِلَّا مِنْ بَعْدِ اَنْ يَأْذَنَ اللّٰهُ لِمَنْ يَشَٓاءُ وَيَرْضٰى ﴿٢٦﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 27: Ahirete iman etmeyenler meleklere dişilerin adlarını takıp duruyorlar
اِنَّ الَّذ۪ينَ لَا يُؤْمِنُونَ بِالْاٰخِرَةِ لَيُسَمُّونَ الْمَلٰٓئِكَةَ تَسْمِيَةَ الْاُنْثٰى ﴿٢٧﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 28: Onların bu hususta bir bilgileri yoktur. Sadece zanna uyuyorlar. Zan ise, şüphesiz hakikat bakımından birşey ifade etmez.
وَمَا لَهُمْ بِه۪ مِنْ عِلْمٍۜ اِنْ يَتَّبِعُونَ اِلَّا الظَّنَّۚ وَاِنَّ الظَّنَّ لَا يُغْن۪ي مِنَ الْحَقِّ شَيْـًٔاۚ ﴿٢٨﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 29: Onun için bizi anmaktan yüz çeviren ve dünya hayatından başka bir şey istemeyenlerden yüz çevir.
فَاَعْرِضْ عَنْ مَنْ تَوَلّٰى عَنْ ذِكْرِنَا وَلَمْ يُرِدْ اِلَّا الْحَيٰوةَ الدُّنْيَاۜ ﴿٢٩﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 30: İşte onların ilimden erişebilecekleri (son sınır) budur. Şüphesiz, Rabbin, yolundan sapanı da iyi bilir; O, hidayette olanı da iyi bilir.
ذٰلِكَ مَبْلَغُهُمْ مِنَ الْعِلْمِۜ اِنَّ رَبَّكَ هُوَ اَعْلَمُ بِمَنْ ضَلَّ عَنْ سَب۪يلِه۪ وَهُوَ اَعْلَمُ بِمَنِ اهْتَدٰى ﴿٣٠﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 31: Göklerde ve yerde bulunanlar hep Allah'ındır. Akıbet (sonuçta) kötülük yapanları yaptıkları ile cezalandıracak, güzel davrananları da daha güzeliyle mükâfatlandıracaktır.
وَلِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَمَا فِي الْاَرْضِۙ لِيَجْزِيَ الَّذ۪ينَ اَسَٓاؤُ۫ا بِمَا عَمِلُوا وَيَجْزِيَ الَّذ۪ينَ اَحْسَنُوا بِالْحُسْنٰىۚ ﴿٣١﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 32: Onlar ki günahın büyüklerinden ve çirkin işlerden kaçınırlar, yalnız bazı küçük kusurlar hariç. Şüphesiz Rabbinin affı geniştir. O, sizi daha topraktan yarattığı zaman ve siz annelerinizin karınlarında bulunduğunuz sırada, sizi en iyi bilendir. Bunun için kendinizi temize çıkarmayın. Çünkü O, kötülükten sakınanı daha iyi bilir.
اَلَّذ۪ينَ يَجْتَنِبُونَ كَبَٓائِرَ الْاِثْمِ وَالْفَوَاحِشَ اِلَّا اللَّمَمَۜ اِنَّ رَبَّكَ وَاسِعُ الْمَغْفِرَةِۜ هُوَ اَعْلَمُ بِكُمْ اِذْ اَنْشَاَكُمْ مِنَ الْاَرْضِ وَاِذْ اَنْتُمْ اَجِنَّةٌ ف۪ي بُطُونِ اُمَّهَاتِكُمْۚ فَلَا تُزَكُّٓوا اَنْفُسَكُمْۜ هُوَ اَعْلَمُ بِمَنِ اتَّقٰى۟ ﴿٣٢﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 33: Şimdi gördün mü O yüz çevireni?
اَفَرَاَيْتَ الَّذ۪ي تَوَلّٰىۙ ﴿٣٣﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 34: Azıcık verip (sonra vermemekte) direneni?
وَاَعْطٰى قَل۪يلًا وَاَكْدٰى ﴿٣٤﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 35: Gaybın bilgisi kendi yanındadır da, o mu görüyor?
اَعِنْدَهُ عِلْمُ الْغَيْبِ فَهُوَ يَرٰى ﴿٣٥﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 36: Yoksa haber verilmedi mi Musa'nın sahifelerinde yazılı olanlar?
اَمْ لَمْ يُنَبَّأْ بِمَا ف۪ي صُحُفِ مُوسٰىۙ ﴿٣٦﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 37: Ve çok vefakâr olan İbrahim'in sahifelerindekiler?
وَاِبْرٰه۪يمَ الَّذ۪ي وَفّٰىۙ ﴿٣٧﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 38: Ki hiçbir günahkâr başkasının günah yükünü yüklenmez.
اَلَّا تَزِرُ وَازِرَةٌ وِزْرَ اُخْرٰىۙ ﴿٣٨﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 39: Doğrusu insana çalışmasından başka bir şey yoktur.
وَاَنْ لَيْسَ لِلْاِنْسَانِ اِلَّا مَا سَعٰىۙ ﴿٣٩﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 40: Ve çalışması da yakında görülecektir.
وَاَنَّ سَعْيَهُ سَوْفَ يُرٰىۖ ﴿٤٠﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 41: Sonra ona karşılığı tastamam verilecektir.
ثُمَّ يُجْزٰيهُ الْجَزَٓاءَ الْاَوْفٰىۙ ﴿٤١﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 42: Ve şüphesiz en son varış, Rabbinedir.
وَاَنَّ اِلٰى رَبِّكَ الْمُنْتَهٰىۙ ﴿٤٢﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 43: Doğrusu güldüren de ağlatan da O'dur.
وَاَنَّهُ هُوَ اَضْحَكَ وَاَبْكٰىۙ ﴿٤٣﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 44: Öldüren de dirilten de O'dur.
وَاَنَّهُ هُوَ اَمَاتَ وَاَحْيَاۙ ﴿٤٤﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 45: Şüphesiz erkeği, dişiyi iki eş yaratan O'dur,
وَاَنَّهُ خَلَقَ الزَّوْجَيْنِ الذَّكَرَ وَالْاُنْثٰىۙ ﴿٤٥﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 46: Atıldığı zaman bir nutfeden.
مِنْ نُطْفَةٍ اِذَا تُمْنٰىۖ ﴿٤٦﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 47: Şüphesiz tekrar diriltmek de O'na aittir.
وَاَنَّ عَلَيْهِ النَّشْاَةَ الْاُخْرٰىۙ ﴿٤٧﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 48: Şüphesiz zengin eden de sermaye veren de O'dur.
وَاَنَّهُ هُوَ اَغْنٰى وَاَقْنٰىۙ ﴿٤٨﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 49: Doğrusu Şi'râ yıldızının Rabbi O'dur.
وَاَنَّهُ هُوَ رَبُّ الشِّعْرٰىۙ ﴿٤٩﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 50: O, helak etti önce gelen Âd'ı.
وَاَنَّهُٓ اَهْلَكَ عَادًاۨ الْاُو۫لٰىۙ ﴿٥٠﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 51: Ve Semûd'u da bırakmadı.
وَثَمُودَا۬ فَمَٓا اَبْقٰىۙ ﴿٥١﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 52: Önceden de Nuh kavmini (helak etmişti), çünkü onlar zulmetmiş ve azmıştı.
وَقَوْمَ نُوحٍ مِنْ قَبْلُۜ اِنَّهُمْ كَانُوا هُمْ اَظْلَمَ وَاَطْغٰىۜ ﴿٥٢﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 53: Altı üstüne getirilmiş şehirleri devirip yıktı.
وَالْمُؤْتَفِكَةَ اَهْوٰىۙ ﴿٥٣﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 54: Onları neler kapladı neler!
فَغَشّٰيهَا مَا غَشّٰىۚ ﴿٥٤﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 55: O halde Rabbinin hangi nimetinden kuşku duyuyorsun.
فَبِاَيِّ اٰلَٓاءِ رَبِّكَ تَتَمَارٰى ﴿٥٥﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 56: Bu da ilk uyarıcılardan bir uyarıcıdır.
هٰذَا نَذ۪يرٌ مِنَ النُّذُرِ الْاُو۫لٰى ﴿٥٦﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 57: Yaklaşan yaklaştı.
اَزِفَتِ الْاٰزِفَةُۚ ﴿٥٧﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 58: Onu Allah'tan başka açığa çıkaracak yoktur.
لَيْسَ لَهَا مِنْ دُونِ اللّٰهِ كَاشِفَةٌ ﴿٥٨﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 59: Şimdi siz bu sözden mi hayret ediyorsunuz?
اَفَمِنْ هٰذَا الْحَد۪يثِ تَعْجَبُونَۙ ﴿٥٩﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 60: Gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz?
وَتَضْحَكُونَ وَلَا تَبْكُونَۙ ﴿٦٠﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 61: Ve siz mi kafa tutuyorsunuz ey gafiller?
وَاَنْتُمْ سَامِدُونَ ﴿٦١﴾
Karşılaştır Necm Sûresi 62: Haydi Allah için secdeye kapanın ve O'na kulluk edin.
فَاسْجُدُوا لِلّٰهِ وَاعْبُدُوا ۩ ﴿٦٢﴾

https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/enbiya-suresinin-81-ayeti-ne-anlatiyor-199155-m.jpg
Enbiya Suresinin 81. Ayeti Ne Anlatıyor?

Enbiya suresinin 81. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 81. Ayet Arapça: وَلِسُلَيْمٰنَ الرّ۪يحَ عَاصِفَةً تَجْر۪ي بِاَمْرِه۪ٓ اِلَى الْاَرْضِ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/butun-varligin-allahi-tesbih-etmesi-ne-anlama-geliyor-199160-m.jpg
Bütün Varlığın Allah'ı Tesbih Etmesi Ne Anlama Geliyor?

"Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olandır." (Saf Sûresi ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/peygamber-efendimizin-incildeki-ismi-nedir-199148-m.jpg
Peygamber Efendimiz'in İncil'deki İsmi Nedir?

"Meryem oğlu İsa da: “Ey İsrâiloğulları! Ben size Allah tarafından gönderilmiş bir peygamberim; daha önce inen Tevrat’ı doğrulamak ve benden sonra g ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/enbiya-suresinin-69-ayeti-ne-anlatiyor-199132-m.jpg
Enbiya Suresinin 69. Ayeti Ne Anlatıyor?

Enbiya suresinin 69. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 69. Ayet Arapça: قُلْنَا يَا نَارُ كُون۪ي بَرْدًا وَسَلَامًا عَلٰٓى اِبْرٰه۪يمَۙ Enbi ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/adn-cenneti-nedir-199125-m.jpg
Adn Cenneti Nedir?

"Allah’a ve Rasûlü’ne gerektiği gibi inanır, mallarınızla ve canlarınızla Allah yolunda cihâd edersiniz. Eğer bilirseniz, sizin için hayırlı olan bu ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/enbiya-suresinin-46-ayeti-ne-anlatiyor-199120-m.jpg
Enbiya Suresinin 46. Ayeti Ne Anlatıyor?

Enbiya suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 46. Ayet Arapça: وَلَئِنْ مَسَّتْهُمْ نَفْحَةٌ مِنْ عَذَابِ رَبِّكَ لَيَقُولُنَّ يَا وَ ...