# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | رَبِّ فَلَا تَجْعَلْن۪ي فِي الْقَوْمِ الظَّالِم۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Rabbi felâ tec’alnî fî-lkavmi-zzâlimîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “O zaman beni o zâlimler gürûhunun içinde bırakma, Rabbim!” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 93, 94. (Resûlüm!) De ki: «Rabbim! Eğer onlara yöneltilen tehdidi (dünyevî sıkıntıyı ve uhrevî azabı) mutlaka bana göstereceksen; bu durumda beni zalimler topluluğunun içinde bulundurma Rabbim!» |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 93,94. De ki: "Rabbim! Onların tehdit olundukları şeyi bana mutlaka göstereceksen, o zaman beni zalim milletin içinde bulundurma Yarabbi." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 93,94. De ki: “Ey Rabbim! Onlara yöneltilen tehditleri bana mutlaka göstereceksen, beni o zalim milletin içinde bulundurma.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bu durumda beni, o zalimler topluluğunda bulundurma, Rabbim! |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Beni o zalimler güruhunda bulundurma rabbım! |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «O halde, Rabbim, beni zaalimler güruhunun içinde bırakma». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 93,94. (Habîbim, yâ Muhammed!) De ki: “Rabbim! Eğer onların tehdîd edilmekte oldukları şeyi mutlaka bana göstereceksen, o hâlde Rabbim, beni o zâlimler topluluğunun içinde bulundurma!” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Beni o zalimler topluluğu arasında bulundurma, Rabbim!” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Yarabbi! Beni o zalimler olan kavmin içinde bulundurma.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Beni o zalimler güruhu içinde bırakma, yâ Rabbi!” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "Then, O my Lord! put me not amongst the people who do wrong!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mü'minûn Sûresi 94. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
İbrahim suresinin 3. ayetinde şöyle buyrulur: “Onlar, dünya hayatını sevip âhiret hayatına tercih ederler. İnsanları Allah yolundan uzaklaştırmaya ve ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَمَا لَنَٓا اَلَّا نَتَوَكَّلَ عَلَى اللّٰهِ وَقَدْ هَدٰينَا سُبُلَنَاۜ وَلَنَصْبِرَنَّ عَلٰى مَٓا اٰذَيْتُمُونَاۜ وَعَلَ ...
Âhiret kazancının dünya kazancına göre ölçüye sığmaz kıymette ve ebedî olduğunu bilen ashâb-ı kirâm, ebedî saâdet sermâyesi kazanmanın lezzet ve halâv ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ Eğer şükreder ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَّذ۪ينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا ...
“Sen elbette büyük ahlâk sahibisin.” (Kalem sûresi (68), 4) Allah Teâlâ en güzel şekilde yaratıp kendisine en güzel ahlâkı öğrettiği sevgili p ...