# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَالَّذ۪ينَ هُمْ بِاٰيَاتِ رَبِّهِمْ يُؤْمِنُونَۙ | |
Türkçe Okunuşu * | Velleżîne hum bi-âyâti rabbihim yu/minûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar, Rablerinin âyetlerine sürekli yenilenip derinleşen bir imanla inanırlar. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Rablerinin âyetlerine inananlar; |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 57,58,59,60,61. Rablerinden korkarak titreyenler, Rablerinin ayetlerine inananlar, Rablerine eş koşmayanlar, Rablerine dönecekleri için kalbleri ürpererek vermeleri gerekeni verenler, işte onlar iyi işlerde yarış ederler, o uğurda ileri geçerler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Rablerinin âyetlerine inananlar, |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Rablerinin âyetlerine inananlar, |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve rablarının âyetlerine iyman edenler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | 57,58,59,60,61. Hakıykaten Rablerini büyük tanıyıb (Onun korkusuyle) rikkate gelenler, Rablerinin âyetlerine îman etmekde sebat gösterenler, Rablerine eş tutmaz olanlar, Rablerinin huzuruna döneceklerinden yürekleri kork (u ile çarp) arak vergilerini verenler (yok mu?) İşte bunlardır ki hayırlarda sür'at yarışı yaparlar ve bunlar onun için tâ önde gidenlerdir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Hem o kimseler ki, onlar Rablerinin âyetlerine îmân ederler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Rablerinin ayetlerine iman edenler, |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve o kimseler ki, onlar Rablerinin âyetlerine imân ederler. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Rablerinin âyetlerine iman ederler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Those who believe in the Signs of their Lord; |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mü'minûn Sûresi 58. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ Eğer şükreder ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَّذ۪ينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا ...
“Sen elbette büyük ahlâk sahibisin.” (Kalem sûresi (68), 4) Allah Teâlâ en güzel şekilde yaratıp kendisine en güzel ahlâkı öğrettiği sevgili p ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّت۪ي وُعِدَ الْمُتَّقُونَۜ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۜ اُكُلُهَا دَٓائِمٌ وَظِلُّهَاۜ تِلْكَ ...
Ankebût Sûresi 41-45. Ayetler ve Meali 41. "Allah’ı bırakıp da başkalarını dost ve yardımcı edinenlerin hâli, örümceğin hâline benzer. Örümcek de b ...
Tuz sözlükte, “Suda eriyen, kokusuz, dili yakan bir tada sâhip, yiyecekleri korumada ve tatlandırmada kullanılan billûrsu madde” demektir. Tuz kelimes ...