# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | سَيَقُولُونَ لِلّٰهِۜ قُلْ اَفَلَا تَتَّقُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Seyekûlûne li(A)llâh(i)(c) kul efelâ tettekûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Elbette, “Bunlar da Allah’ındır” diyecekler. Sen de: “O halde hiç O’na karşı gelmekten sakınmayacak mısınız?” de. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | «(Bunlar da) Allah'ındır» diyecekler. Şu halde siz Allah'tan korkmaz mısınız! de. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Allah'tır" diyecekler! "Öyleyse O'na karşı gelmekten sakınmaz mısınız?" de. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Allah’ındır” diyecekler. “Öyle ise O’na karşı gelmekten sakınmaz mısınız?” de. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "(Onlar da) Allah'ındır." diyecekler. "Şu halde siz Allah'tan korkmaz mısınız?" de. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Allahın diyecekler, o halde korkmaz mısınız? De |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Yine bunlar) «Allahındır» diyecekler. Sen de (şöyle) de: «Öyledir de (Allahdan başkasına tapmakdan) sakınmaz mısınız»? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (O müşrikler yine:) “(Bunlar) Allah'ındır!” diyecekler. De ki: “O hâlde (Allah'ın azâbından) sakınmıyor musunuz?” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | “-Allah'ındır” diyecekler, De ki: “- O halde Allah'dan korkmaz mısınız?” (Allah'dan başkasına nasıl tapınırsınız?) |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Hemen diyeceklerdir ki: «Allah» De ki: «O halde korkmaz mısınız?» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Diyecekler ki: “Onlar da Allah'ındır.” De ki: “Öyleyse hiç sakınmıyor musunuz?” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | They will say, "(They belong) to Allah." Say: "Will ye not then be filled with awe?" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mü'minûn Sûresi 87. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Enbiya suresinin 34. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 34. Ayet Arapça: وَمَا جَعَلْنَا لِبَشَرٍ مِنْ قَبْلِكَ الْخُلْدَۜ اَفَا۬ئِنْ مِتَّ فَه ...
"Gerçekten biz Âdemoğullarını şerefli kıldık, onlara karada ve denizde kendilerini taşıyacak vasıtalar lutfettik, onları temiz ve hoş nimetlerle rız ...
Enbiya suresinin 22. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 22. Ayet Arapça: لَوْ كَانَ ف۪يهِمَٓا اٰلِهَةٌ اِلَّا اللّٰهُ لَفَسَدَتَاۚ فَسُبْحَانَ ...
Enbiya suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 7. Ayet Arapça: وَمَٓا اَرْسَلْنَا قَبْلَكَ اِلَّا رِجَالًا نُوح۪ٓي اِلَيْهِمْ فَسْـَٔلُ ...
Taha suresinin 132. ayetinde şöyle buyrulur: Taha Suresi 132. Ayet Arapça: وَأْمُرْ اَهْلَكَ بِالصَّلٰوةِ وَاصْطَبِرْ عَلَيْهَاۜ لَا نَسْـَٔلُكَ رِ ...
"Kad efleha-l muminûn. (Mü’minler, gerçekten kurtuluşa ermişlerdir.)" - Mü'minûn Sûresi 1. Ayet "Onlar namazlarında tam bir tevazu, teslimiyet ve ...