# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kul limeni-l-ardu vemen fîhâ in kuntum ta’lemûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Rasûlüm! Onlara: “Yeryüzü ve içindekiler kimindir? Biliyorsanız söyleyin!” diye sor. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Resûlüm!) de ki: Eğer biliyorsanız (söyleyin bakalım), bu dünya ve onda bulunanlar kime aittir? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | De ki: "Biliyorsanız söyleyin, yer ve onda bulunanlar kimindir?" |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | De ki: “Eğer biliyorsanız söyleyin: Yer ve yerde bulunanlar kime aittir?” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (Resulüm!) de ki: "Eğer biliyorsanız (söyleyin bakalım), bu dünya ve onda bulunanlar kime aittir?" |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Kimin o Arz ve ondaki kimseler, eğer biliyorsanız? De |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Sen Habîbim, onlara) de ki: «Kimindir o yer ve ondaki (bütün mahlûk) lar, biliyor musunuz»? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Ey Resûlüm!) De ki: “Eğer biliyorsanız (söyleyin bakalım), bu yer ve içinde bulunanlar kimindir?” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | (Ey Rasûlüm, Mekke kâfirlerine) de ki: “- Kimin o arz ve ondaki bütün varlıklar, biliyor musunuz?” |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | De ki: «Yer ve onda olanlar, kimindir? Eğer siz bilir kimseler oldunuz ise (söyleyin).» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Sen de ki: “Yeryüzü ve içindekiler kimindir? Biliyorsanız söyleyin.” |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Say: "To whom belong the earth and all beings therein? (say) if ye know!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mü'minûn Sûresi 84. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ Eğer şükreder ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَّذ۪ينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا ...
“Sen elbette büyük ahlâk sahibisin.” (Kalem sûresi (68), 4) Allah Teâlâ en güzel şekilde yaratıp kendisine en güzel ahlâkı öğrettiği sevgili p ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّت۪ي وُعِدَ الْمُتَّقُونَۜ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۜ اُكُلُهَا دَٓائِمٌ وَظِلُّهَاۜ تِلْكَ ...
Ankebût Sûresi 41-45. Ayetler ve Meali 41. "Allah’ı bırakıp da başkalarını dost ve yardımcı edinenlerin hâli, örümceğin hâline benzer. Örümcek de b ...
Tuz sözlükte, “Suda eriyen, kokusuz, dili yakan bir tada sâhip, yiyecekleri korumada ve tatlandırmada kullanılan billûrsu madde” demektir. Tuz kelimes ...