# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالُوا رَبَّنَا غَلَبَتْ عَلَيْنَا شِقْوَتُنَا وَكُنَّا قَوْمًا ضَٓالّ۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâlû rabbenâ ġalebet ‘aleynâ şikvetunâ vekunnâ kavmen dâllîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Şöyle diyecekler: “Rabbimiz! Biz azgınlığımızın ve taşkınlığımızın kurbanı olduk da doğru yoldan sapmış bir topluluk hâline geldik.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Derler ki: Rabbimiz! Azgınlığımız bizi altetti; biz, bir sapıklar topluluğu idik. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi bedbahtlığımız yenmişti; sapık bir millet olmuştuk." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlar da şöyle derler: “Ey Rabbimiz! Biz azgınlığımıza yenik düştük ve sapık bir toplum olduk.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Derler ki: Rabbimiz! Azgınlığımız bizi altetti; biz, bir sapıklar topluluğu idik. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Rabbımız! derler: bize şekavetimiz galebe etti ve biz bir sapgın bir kavm idik |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Dediler (diyecekler): «Ey Rabbimiz, bedbahtlığımız bize galebe etmişdi. Doğru yoldan sapanlar güruhu idik biz». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Onlar şöyle) derler: “Rabbimiz! Bedbahtlığımız bize galib geldi de dalâlete düşenler topluluğu olduk.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onlar (cehennemde oldukları halde) derler ki: “- Ey Rabbimiz! Bizi kötü talihimiz mağlûb etti ve biz, hak yoldan çıkan (kâfir) bir kavim idik. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Diyeceklerdir ki: «Ey Rabbimiz! Bizim üzerimize şekâvetimiz galebe etti ve biz sapıtmışlar olan bir kavim olduk.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Rabbimiz,” derler. “Bedbahtlığımız galebe çaldı da böyle bir sapıklar güruhu olup çıktık. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | They will say: "our Lord! Our misfortune overwhelmed us, and we became a people astray! |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mü'minûn Sûresi 106. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Furkân sûresinin 6. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Furkân Suresi 6. Ayet Arapça: قُلْ اَنْزَلَهُ الَّذ۪ي يَعْلَمُ السِّرَّ فِي السَّمٰوَاتِ ...
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...