# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | مُسْتَكْبِر۪ينَ بِه۪ۗ سَامِرًا تَهْجُرُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Mustekbirîne bihi sâmiran tehcurûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Kâbe’nin sahipleriyiz diye büyüklük taslıyor, geceleri toplanıp Kur’an ve Peygamber aleyhinde ileri geri konuşuyordunuz. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 66, 67. Çünkü âyetlerim size okunurdu da, siz, buna karşı kibirlenerek arkanızı döner, geceleyin (Kâbe'nin etrafında toplanarak) hezeyanlar savururdunuz. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 66,67. "Ayetlerim size okunduğunda büyüklük taslayıp, gece ağzınıza geleni söyleyerek ardınıza dönüyordunuz." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | 66,67. Çünkü âyetlerim size okunurdu da siz buna karşı büyüklük taslayarak arkanızı döner, geceleyin toplanıp hezeyanlar savururdunuz. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Kafa tutardınız ve geceleyin hezeyanlar savururdunuz. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ona kafa tutarak, müsamere yaparak hezeyanlar ediyordunuz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | 66,67. Karşınızda âyetlerimiz okunuyordu da siz bunu kibrinize yediremiyerek gerisin geri dönüyor, geceleyin de (cemâat hâlinde ve Beytin etrafında) hezeyanlarda bulunuyordunuz. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | 66,67. “Hakikaten âyetlerim size okunuyordu da, büyüklük taslayanlar olarak ökçeleriniz üzerinde geriye dönüyordunuz; geceleyin toplanarak saçmalıyordunuz.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Kur'an'a baş kaldırıb geceleyin toplantılar yaparak hezeyanlar savuruyordunuz. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Onunla böbürlenerek geceleyin konuşan bir cemaat halinde hezeyanlarda bulunuyordunuz.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | Büyüklük taslıyor, geceleri toplanıp âyetlerim hakkında ileri geri konuşuyordunuz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "In arrogance: talking nonsense about the (Qur´an), like one telling fables by night." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mü'minûn Sûresi 67. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ Eğer şükreder ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَّذ۪ينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا ...
“Sen elbette büyük ahlâk sahibisin.” (Kalem sûresi (68), 4) Allah Teâlâ en güzel şekilde yaratıp kendisine en güzel ahlâkı öğrettiği sevgili p ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّت۪ي وُعِدَ الْمُتَّقُونَۜ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۜ اُكُلُهَا دَٓائِمٌ وَظِلُّهَاۜ تِلْكَ ...
Ankebût Sûresi 41-45. Ayetler ve Meali 41. "Allah’ı bırakıp da başkalarını dost ve yardımcı edinenlerin hâli, örümceğin hâline benzer. Örümcek de b ...
Tuz sözlükte, “Suda eriyen, kokusuz, dili yakan bir tada sâhip, yiyecekleri korumada ve tatlandırmada kullanılan billûrsu madde” demektir. Tuz kelimes ...