# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | اَيَعِدُكُمْ اَنَّكُمْ اِذَا مِتُّمْ وَكُنْتُمْ تُرَابًا وَعِظَامًا اَنَّكُمْ مُخْرَجُونَۖ | |
Türkçe Okunuşu * | Eya’idukum ennekum iżâ mittum vekuntum turâben ve’izâmen ennekum muḣracûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Ne o, yoksa o size, ölüp toprak ve kemik yığını hâline geldikten sonra, tekrar diriltilip kabirlerinizden çıkarılacağınızı mı söylüyor?” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | «Size, öldüğünüz, toprak ve kemik yığını haline geldiğinizde, mutlak surette sizin (kabirden) çıkarılacağınızı mı vâdediyor?» |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Öldüğünüz, toprak ve kemik yığını olduğunuz zaman tekrar dirilmenizle sizi tehdit mi ediyor?" |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “O, öldüğünüz, toprak ve kemik hâline geldiğiniz zaman sizin tekrar mutlaka (diriltilip) çıkarılacağınızı mı vaad ediyor?” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Size, öldüğünüz, toprak ve kemik yığını haline geldiğinizde, mutlak surette sizin (tekrar) meydana çıkarılacağınızı mı vaad ediyor?" |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Siz öldüğünüz ve bir toprak, bir yığın kemik olduğunuz vakıt muhakkak çıkarılacaksınız diye mi va'dediyor? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Öldüğünüz ve bir toprak, bir kemik olduğunuz vakit sizin her halde (diri olarak kabirlerinizden) çıkarılmış olacağınızı mı va'd (ve tehdîd) ediyor o»? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “(O) muhakkak ki siz öldüğünüz ve bir toprak ve bir kemik yığını hâline geldiğiniz zaman, gerçekten sizin (kabirlerinizden) çıkarılan kimseler olacağınızı mı va'd ediyor?” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Siz öldüğünüzde, bir toprak ve bir yığın kemik olduğunuz zaman, muhakkak dirileceğinizi mi size va'adediyor? |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Size vaadediyor ki, siz öldüğünüz ve bir toprak ve birtakım kemikler kesildiğiniz vakit muhakkak ki, siz çıkarılmış olacaksınızdır.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “O size, ölüp de toprak olduktan ve kemik yığınına dönüştükten sonra kabirlerinizden çıkarılacaksınız diye vaadde mi bulunuyor? |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "Does he promise that when ye die and become dust and bones, ye shall be brought forth (again)? |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mü'minûn Sûresi 35. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Müminûn suresinin 84. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 84. Ayet Arapça: قُلْ لِمَنِ الْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهَٓا اِنْ كُنْتُمْ تَعْلَمُونَ Müm ...
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...