# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَلَئِنْ اَطَعْتُمْ بَشَرًا مِثْلَكُمْ اِنَّكُمْ اِذًا لَخَاسِرُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Vele-in eta’tum beşeran miślekum innekum iżen leḣâsirûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | “Eğer kendiniz gibi bir insana itaat edecek olursanız, hiç şüphesiz kaybeder, büyük bir hüsrâna uğrarsınız.” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | «Gerçekten, sizin gibi bir beşere itaat ederseniz, herhalde ziyan edersiniz.» |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Kendiniz gibi bir insana itaat ederseniz hüsrana uğrayacağınızda hiç şüphe yoktur." |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | “Andolsun, kendiniz gibi bir beşere itaat ederseniz mutlaka ziyana uğrarsınız.” |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Gerçekten, tıpkı kendiniz gibi bir beşere itaat ederseniz herhalde ziyan edersiniz." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | ve şayet sizin gibi kat'ıyyen husrandasınızdır |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Eğer kendiniz gibi bir insana boyun eğerseniz, andolsun ki, bu takdîrde siz mutlakaa hüsraana düşenlersinizdir». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | “Eğer kendiniz gibi bir insana itâat ederseniz, o takdirde mutlaka siz gerçekten hüsrâna uğrayan kimseler olursunuz.” |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Eğer kendiniz gibi bir insana itaat edecek olursanız, o halde aldanmış cahiller olursunuz. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | «Ve eğer siz, misliniz olan bir insana itaat ederseniz, şüphe yok ki o halde muhakkak hüsrâna uğramış kimselersiniz.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Sizin gibi bir beşere itaat ederseniz ziyan edersiniz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | "If ye obey a man like yourselves, behold, it is certain ye will be lost. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mü'minûn Sûresi 34. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ Eğer şükreder ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَّذ۪ينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا ...
“Sen elbette büyük ahlâk sahibisin.” (Kalem sûresi (68), 4) Allah Teâlâ en güzel şekilde yaratıp kendisine en güzel ahlâkı öğrettiği sevgili p ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّت۪ي وُعِدَ الْمُتَّقُونَۜ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۜ اُكُلُهَا دَٓائِمٌ وَظِلُّهَاۜ تِلْكَ ...
Ankebût Sûresi 41-45. Ayetler ve Meali 41. "Allah’ı bırakıp da başkalarını dost ve yardımcı edinenlerin hâli, örümceğin hâline benzer. Örümcek de b ...
Tuz sözlükte, “Suda eriyen, kokusuz, dili yakan bir tada sâhip, yiyecekleri korumada ve tatlandırmada kullanılan billûrsu madde” demektir. Tuz kelimes ...