# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَذَرْهُمْ ف۪ي غَمْرَتِهِمْ حَتّٰى ح۪ينٍ | |
Türkçe Okunuşu * | Feżerhum fî ġamratihim hattâ hîn(in) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Şimdi sen onları, içine gömüldükleri gaflet ve sapıklık içinde bir süre kendi hallerine bırakıver. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Şimdi sen onları bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile başbaşa bırak! |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Onları bir süreye kadar sapıklıklarıyla başbaşa bırak. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Ey Muhammed! Sen onları bir zamana kadar, gaflet ve şaşkınlıklarıyla baş başa bırak! |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sen şimdi onları bir zamana kadar gaflet ve sapıklıkları ile başbaşa bırak! |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Şimdi sen onları bırak dalgınlıkları içinde tâ bir deme kadar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Şimdi sen onları bir vaktâ kadar sapıklıkları içinde bırak. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Artık onları bir zamâna kadar dalâletleriyle (baş başa) bırak! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Şimdi (Ey Rasûlüm), o Mekke kâfirlerini bir vakte kadar dalgınlıkları içinde bırak. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık sen onları kendi dalâletleri içinde bir zamana kadar terket. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Sen onları bir süre gafletleriyle baş başa bırak. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | But leave them in their confused ignorance for a time. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Mü'minûn Sûresi 54. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِذْ تَاَذَّنَ رَبُّكُمْ لَئِنْ شَكَرْتُمْ لَاَز۪يدَنَّكُمْ وَلَئِنْ كَفَرْتُمْ اِنَّ عَذَاب۪ي لَشَد۪يدٌ Eğer şükreder ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اَلَّذ۪ينَ يَسْتَحِبُّونَ الْحَيٰوةَ الدُّنْيَا عَلَى الْاٰخِرَةِ وَيَصُدُّونَ عَنْ سَب۪يلِ اللّٰهِ وَيَبْغُونَهَا عِوَجًا ...
“Sen elbette büyük ahlâk sahibisin.” (Kalem sûresi (68), 4) Allah Teâlâ en güzel şekilde yaratıp kendisine en güzel ahlâkı öğrettiği sevgili p ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: مَثَلُ الْجَنَّةِ الَّت۪ي وُعِدَ الْمُتَّقُونَۜ تَجْر۪ي مِنْ تَحْتِهَا الْاَنْهَارُۜ اُكُلُهَا دَٓائِمٌ وَظِلُّهَاۜ تِلْكَ ...
Ankebût Sûresi 41-45. Ayetler ve Meali 41. "Allah’ı bırakıp da başkalarını dost ve yardımcı edinenlerin hâli, örümceğin hâline benzer. Örümcek de b ...
Tuz sözlükte, “Suda eriyen, kokusuz, dili yakan bir tada sâhip, yiyecekleri korumada ve tatlandırmada kullanılan billûrsu madde” demektir. Tuz kelimes ...