Kur'an'ın isimleri ile ilgili ayetler (56 kayıt)

Bakara / 2. Ayet

ذٰلِكَ الْكِتَابُ لَا رَيْبَۚۛ ف۪يهِۚۛ هُدًى لِلْمُتَّق۪ينَۙ

Kendisinde hiçbir şüphe bulunmayan şu yüce kitap, müttakîler için bir yol göstericidir.


Bakara / 159. Ayet

اِنَّ الَّذ۪ينَ يَكْتُمُونَ مَٓا اَنْزَلْنَا مِنَ الْبَيِّنَاتِ وَالْهُدٰى مِنْ بَعْدِ مَا بَيَّنَّاهُ لِلنَّاسِ فِي الْكِتَابِۙ اُو۬لٰٓئِكَ يَلْعَنُهُمُ اللّٰهُ وَيَلْعَنُهُمُ اللَّاعِنُونَۙ

İndirdiğimiz açık delilleri ve hidâyeti biz kitapta insanlara açıkladıktan sonra gizleyenler yok mu, işte onlara hem Allah lânet eder hem de lânet edebilecek herkes lânet eder.


Bakara / 177. Ayet

لَيْسَ الْبِرَّ اَنْ تُوَلُّوا وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَلٰكِنَّ الْبِرَّ مَنْ اٰمَنَ بِاللّٰهِ وَالْيَوْمِ الْاٰخِرِ وَالْمَلٰٓئِكَةِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيّ۪نَۚ وَاٰتَى الْمَالَ عَلٰى حُبِّه۪ ذَوِي الْقُرْبٰى وَالْيَتَامٰى وَالْمَسَاك۪ينَ وَابْنَ السَّب۪يلِ وَالسَّٓائِل۪ينَ وَفِي الرِّقَابِۚ وَاَقَامَ الصَّلٰوةَ وَاٰتَى الزَّكٰوةَۚ وَالْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ اِذَا عَاهَدُواۚ وَالصَّابِر۪ينَ فِي الْبَأْسَٓاءِ وَالضَّرَّٓاءِ وَح۪ينَ الْبَأْسِۜ اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ صَدَقُواۜ وَاُو۬لٰٓئِكَ هُمُ الْمُتَّقُونَ

Yüzlerinizi doğu ya da batı tarafına çevirmeniz iyilik değildir. Asıl iyilik; Allah’a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere inanan; malını sevdiği halde akrabasına, yetimlere, yoksullara, yolda kalan gariplere, dilenenlere, hürriyetine kavuşmak isteyen köle ve esirlere veren; namazı dosdoğru kılıp zekâtı ödeyen; antlaşma yaptığında sözünde duran; sıkıntı, darlık, hastalık ve şiddetli savaş zamanlarında sabredenlerin yaptığıdır. Kulluklarında samimi ve dürüst olanlar işte bunlardır; gerçek takvâ sahipleri de yine bunlardır.


Bakara / 185. Ayet

شَهْرُ رَمَضَانَ الَّذ۪ٓي اُنْزِلَ ف۪يهِ الْقُرْاٰنُ هُدًى لِلنَّاسِ وَبَيِّنَاتٍ مِنَ الْهُدٰى وَالْفُرْقَانِۚ فَمَنْ شَهِدَ مِنْكُمُ الشَّهْرَ فَلْيَصُمْهُۜ وَمَنْ كَانَ مَر۪يضًا اَوْ عَلٰى سَفَرٍ فَعِدَّةٌ مِنْ اَيَّامٍ اُخَرَۜ يُر۪يدُ اللّٰهُ بِكُمُ الْيُسْرَ وَلَا يُر۪يدُ بِكُمُ الْعُسْرَۘ وَلِتُكْمِلُوا الْعِدَّةَ وَلِتُكَبِّرُوا اللّٰهَ عَلٰى مَا هَدٰيكُمْ وَلَعَلَّكُمْ تَشْكُرُونَ

Orucun farz kılındığı ramazan ayı, insanlara hidâyet rehberi olup onlara doğru yolu gösteren ve hakkı bâtıldan ayırıcı en açık delilleri ihtiva eden Kur’an’ın indirildiği aydır. İşte bu sebeple içinizden ramazan ayına erişen orucunu tutsun. Ancak hasta veya yolcu olup da oruç tutamayan kimse, tutamadığı oruçları başka günlerde tutsun. Allah sizin için kolaylık diler, fakat zorluk dilemez. Bütün bunlar sayıyı tamamlamanız, size doğru yolu gösterdiği için Allah’ın yüceliğini tanımanız ve O’na şükretmeniz içindir.


Âl-i İmrân / 3. Ayet

نَزَّلَ عَلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ مُصَدِّقًا لِمَا بَيْنَ يَدَيْهِ وَاَنْزَلَ التَّوْرٰيةَ وَالْاِنْج۪يلَۙ

O, Kur’ân-ı Kerîm’i sana gerçeğin ta kendisi ve önceki ilâhî kitapları doğrulayıcı olarak parça parça indirmiştir. Tevrat ve İncil’i de indiren O’dur.


Âl-i İmrân / 7. Ayet

هُوَ الَّذ۪ٓي اَنْزَلَ عَلَيْكَ الْكِتَابَ مِنْهُ اٰيَاتٌ مُحْكَمَاتٌ هُنَّ اُمُّ الْكِتَابِ وَاُخَرُ مُتَشَابِهَاتٌۜ فَاَمَّا الَّذ۪ينَ ف۪ي قُلُوبِهِمْ زَيْغٌ فَيَتَّبِعُونَ مَا تَشَابَهَ مِنْهُ ابْتِغَٓاءَ الْفِتْنَةِ وَابْتِغَٓاءَ تَأْو۪يلِه۪ۚ وَمَا يَعْلَمُ تَأْو۪يلَهُٓ اِلَّا اللّٰهُۢ وَالرَّاسِخُونَ فِي الْعِلْمِ يَقُولُونَ اٰمَنَّا بِه۪ۙ كُلٌّ مِنْ عِنْدِ رَبِّنَاۚ وَمَا يَذَّكَّرُ اِلَّٓا اُو۬لُوا الْاَلْبَابِ

Sana kitabı indiren O’dur. O kitabın bir kısmı muhkem âyetlerden meydana gelir ki bunlar, kitabın esası ve özüdür. Bir kısmı da müteşâbih âyetlerdir. Kalplerinde eğrilik bulunanlar, sırf fitne çıkarmak ve kendi arzularına göre onun yorumunu yapmak düşüncesiyle müteşâbih âyetlerin peşine düşerler. Halbuki bunların kesin anlamlarını Allah’tan başka kimse bilemez. İlimde derinleşmiş olanlar ise: “Biz bunlara inandık, hepsi de Rabbimizin katındandır” derler. Ancak gerçek akıl ve idrak sahipleri hakkıyla düşünüp öğüt alır.


Nisâ / 105. Ayet

اِنَّٓا اَنْزَلْنَٓا اِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ لِتَحْكُمَ بَيْنَ النَّاسِ بِمَٓا اَرٰيكَ اللّٰهُۜ وَلَا تَكُنْ لِلْخَٓائِن۪ينَ خَص۪يمًاۙ

Rasûlüm! Doğrusu biz, ilâhî gerçekleri ortaya koyan bu kitabı sana, insanlar arasında Allah’ın gösterdiği şekilde hüküm verebilesin diye indirdik. Sakın, hâinlerin savunucusu olma!


Nisâ / 113. Ayet

وَلَوْلَا فَضْلُ اللّٰهِ عَلَيْكَ وَرَحْمَتُهُ لَهَمَّتْ طَٓائِفَةٌ مِنْهُمْ اَنْ يُضِلُّوكَۜ وَمَا يُضِلُّونَ اِلَّٓا اَنْفُسَهُمْ وَمَا يَضُرُّونَكَ مِنْ شَيْءٍۜ وَاَنْزَلَ اللّٰهُ عَلَيْكَ الْكِتَابَ وَالْحِكْمَةَ وَعَلَّمَكَ مَا لَمْ تَكُنْ تَعْلَمُۜ وَكَانَ فَضْلُ اللّٰهِ عَلَيْكَ عَظ۪يمًا

Rasûlüm! Eğer üzerinde Allah’ın lutuf ve merhameti olmasaydı, onlardan bir grup vereceğin hükümde seni bile adâletten saptırmaya kesinlikle yeltenmişti. Fakat onlar, başkasını değil ancak kendilerini saptırırlar ve sana da hiçbir zarar veremezler. Çünkü Allah, sana kitabı ve hikmeti indirmekte ve sana bilmediğin şeyleri öğretmektedir. Allah’ın sana olan lutfu gerçekten çok büyüktür.


Nisâ / 123. Ayet

لَيْسَ بِاَمَانِيِّكُمْ وَلَٓا اَمَانِيِّ اَهْلِ الْكِتَابِۜ مَنْ يَعْمَلْ سُٓوءًا يُجْزَ بِه۪ۙ وَلَا يَجِدْ لَهُ مِنْ دُونِ اللّٰهِ وَلِيًّا وَلَا نَص۪يرًا

Gerçek, ne sizin boş temennîleriniz ne de Ehl-i kitabın asılsız kuruntularına bağlıdır. Gerçek şudur ki; kim bir kötülük yaparsa onun cezasını görecek ve Allah’tan başka da ne bir dost bulabilecek ne de bir yardımcı.


Nisâ / 127. Ayet

وَيَسْتَفْتُونَكَ فِي النِّسَٓاءِۜ قُلِ اللّٰهُ يُفْت۪يكُمْ ف۪يهِنَّۙ وَمَا يُتْلٰى عَلَيْكُمْ فِي الْكِتَابِ ف۪ي يَتَامَى النِّسَٓاءِ الّٰت۪ي لَا تُؤْتُونَهُنَّ مَا كُتِبَ لَهُنَّ وَتَرْغَبُونَ اَنْ تَنْكِحُوهُنَّ وَالْمُسْتَضْعَف۪ينَ مِنَ الْوِلْدَانِۙ وَاَنْ تَقُومُوا لِلْيَتَامٰى بِالْقِسْطِۜ وَمَا تَفْعَلُوا مِنْ خَيْرٍ فَاِنَّ اللّٰهَ كَانَ بِه۪ عَل۪يمًا

Kadınlar hakkındaki dinî hükümleri açıklamanı istiyorlar. De ki: “Allah, onlar hakkındaki hükmünü açıklıyor: Kitapta size okunan âyetler; kendilerine verilmesi gereken miras, mehir gibi şeyleri vermediğiniz, üstelik güzel ve zenginse nikâhlamak istediğiniz, miraslarını kaybetmemek için başkalarıyla nikâhlamak istemediğiniz yetim kızlar, çaresiz kalmış çocuklar hakkında ve yetimlere karşı adâleti yerine getirmeniz hususunda gerekli hükmü vermektedir. İyilik olarak her ne yaparsanız, mutlaka Allah onu bilmektedir.”


Nisâ / 130. Ayet

وَاِنْ يَتَفَرَّقَا يُغْنِ اللّٰهُ كُلًّا مِنْ سَعَتِه۪ۜ وَكَانَ اللّٰهُ وَاسِعًا حَك۪يمًا

Eğer karı-koca boşanıp birbirinden ayrılacak olurlarsa, sınırsız lutuf ve keremiyle Allah, onlardan her birinin ihtiyacını giderir. Çünkü Allah’ın hazînesi geniştir, O’nun her işi ve hükmü hikmetli ve sağlamdır.


Nisâ / 140. Ayet

وَقَدْ نَزَّلَ عَلَيْكُمْ فِي الْكِتَابِ اَنْ اِذَا سَمِعْتُمْ اٰيَاتِ اللّٰهِ يُكْفَرُ بِهَا وَيُسْتَهْزَاُ بِهَا فَلَا تَقْعُدُوا مَعَهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِه۪ۘ اِنَّكُمْ اِذًا مِثْلُهُمْۜ اِنَّ اللّٰهَ جَامِعُ الْمُنَافِق۪ينَ وَالْكَافِر۪ينَ ف۪ي جَهَنَّمَ جَم۪يعًاۙ

Allah size kitabında şu hükmü indirmiştir: “Allah’ın âyetlerinin inkâr edildiğini veya bunlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, bunu yapanlar başka bir söze dalıncaya kadar onlarla beraber kesinlikle oturmayın. Yoksa siz de tıpkı onlar gibi olursunuz.” Şüphesiz Allah, münafıkları da kâfirleri de hep birlikte cehennemde toplayacaktır.


Mâide / 15. Ayet

يَٓا اَهْلَ الْكِتَابِ قَدْ جَٓاءَكُمْ رَسُولُنَا يُبَيِّنُ لَكُمْ كَث۪يرًا مِمَّا كُنْتُمْ تُخْفُونَ مِنَ الْكِتَابِ وَيَعْفُوا عَنْ كَث۪يرٍۜ قَدْ جَٓاءَكُمْ مِنَ اللّٰهِ نُورٌ وَكِتَابٌ مُب۪ينٌۙ

Ey Ehl-i kitap! Tevrat ve İncil’de olup da gizlediğiniz pek çok şeyi size açıklayan, pek çoğunu da yüzünüze vurmayan Peygamberimiz geldi. Gerçekten size Allah’tan bir nûr ve gerçeği açıkça gösteren bir kitap geldi.


En'âm / 114. Ayet

اَفَغَيْرَ اللّٰهِ اَبْتَغ۪ي حَكَمًا وَهُوَ الَّذ۪ٓي اَنْزَلَ اِلَيْكُمُ الْكِتَابَ مُفَصَّلًاۜ وَالَّذ۪ينَ اٰتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ يَعْلَمُونَ اَنَّهُ مُنَزَّلٌ مِنْ رَبِّكَ بِالْحَقِّ فَلَا تَكُونَنَّ مِنَ الْمُمْتَر۪ينَ

Rasûlüm, onlara şunu söyle: “İçinde neyin doğru, neyin yanlış olduğu iyice açıklanmış olarak size kitabı indiren Allah iken, aramızdaki anlaşmazlıkları çözmede O’ndan başka bir hüküm koyucu mu arayacağım?” Kendilerine kitap verdiğimiz kimseler, Kur’an’ın gerçeğin ta kendisi olarak Rabbinden indirilmiş olduğunu bilirler. Öyleyse sakın şüphe edenlerden olma!


En'âm / 155. Ayet

وَهٰذَا كِتَابٌ اَنْزَلْنَاهُ مُبَارَكٌ فَاتَّبِعُوهُ وَاتَّقُوا لَعَلَّكُمْ تُرْحَمُونَۙ

Aynı şekilde bu Kur’an da bizim indirdiğimiz pek yüce ve bereketli bir kitaptır; ona uyun ve ona karşı gelmekten sakının ki Allah’ın rahmetine nâil olasınız.


A'râf / 2. Ayet

كِتَابٌ اُنْزِلَ اِلَيْكَ فَلَا يَكُنْ ف۪ي صَدْرِكَ حَرَجٌ مِنْهُ لِتُنْذِرَ بِه۪ وَذِكْرٰى لِلْمُؤْمِن۪ينَ

Bu Kur’an, kendisiyle insanları uyarman ve mü’minlere öğüt vermen için sana indirilen bir kitaptır. Onu tebliğ etme işinden ve buna karşılık alacağın tepkiden dolayı sakın göğsünde bir daralma olmasın!


A'râf / 196. Ayet

اِنَّ وَلِيِّيَ اللّٰهُ الَّذ۪ي نَزَّلَ الْكِتَابَۘ وَهُوَ يَتَوَلَّى الصَّالِح۪ينَ

“Şüphesiz ki benim dost ve yardımcım, Kur’an’ı indiren Allah’tır. O, bütün iyi kulları koruyup gözetir.”


Yunus / 1. Ayet

الٓرٰ۠ تِلْكَ اٰيَاتُ الْكِتَابِ الْحَك۪يمِ

Elif. Lâm. Râ. İşte bunlar, o hüküm ve hikmet dolu kitabın âyetleridir.


Hûd / 1. Ayet

الٓرٰ۠ كِتَابٌ اُحْكِمَتْ اٰيَاتُهُ ثُمَّ فُصِّلَتْ مِنْ لَدُنْ حَك۪يمٍ خَب۪يرٍۙ

Elif. Lâm. Râ. Bu Kur’an, her şeyi yerli yerince ve doğru yönlendiren ve her şeyi mükemmel bilen Allah tarafından âyetleri kesin delillerle kuvvetlendirilmiş ve mânaları iyice açıklanmış bir kitaptır.


Yusuf / 1. Ayet

الٓرٰ۠ تِلْكَ اٰيَاتُ الْكِتَابِ الْمُب۪ينِ۠

Elif. Lâm. Râ. Bunlar, gerçeği açıklayan ve Allah’tan geldiği apaçık ortada olan kitâbın âyetleridir.


Ra'd / 1. Ayet

الٓمٓرٰ۠ تِلْكَ اٰيَاتُ الْكِتَابِۜ وَالَّذ۪ٓي اُنْزِلَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَ الْحَقُّ وَلٰكِنَّ اَكْثَرَ النَّاسِ لَا يُؤْمِنُونَ

Elif. Lâm. Mîm. Râ. İşte bunlar, kitabın âyetleridir. Rabbinden sana indirilen bu kitap gerçeğin ta kendisidir; fakat insanların çoğu ona iman etmez.


İbrahim / 1. Ayet

الٓرٰ۠ كِتَابٌ اَنْزَلْنَاهُ اِلَيْكَ لِتُخْرِجَ النَّاسَ مِنَ الظُّلُمَاتِ اِلَى النُّورِ بِاِذْنِ رَبِّهِمْ اِلٰى صِرَاطِ الْعَز۪يزِ الْحَم۪يدِۙ

Elif. Lâm. Râ. İşte bu, insanları Rablerinin izniyle her türlü küfür ve cehâlet karanlıklarından iman ve İslâm’ın aydınlığa çıkarman, karşı konulamaz kudret sahibi ve övülmeye lâyık olan Allah’ın yoluna ulaştırman için sana indirdiğimiz bir kitaptır.


Hicr / 1. Ayet

الٓرٰ۠ تِلْكَ اٰيَاتُ الْكِتَابِ وَقُرْاٰنٍ مُب۪ينٍ

Elif. Lâm. Râ. Bunlar, kitabın ve kendisi apaçık olup bütün gerçekleri açıklayan Kur’an’ın âyetleridir.


Hicr / 6. Ayet

وَقَالُوا يَٓا اَيُّهَا الَّذ۪ي نُزِّلَ عَلَيْهِ الذِّكْرُ اِنَّكَ لَمَجْنُونٌۜ

Kâfirler alay ederek şöyle dediler: “Ey kendisine sözde Kur’an indirilen adam! Sen elbette delinin birisin.”


Hicr / 9. Ayet

اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ

Şüphesiz ki bu Kur’an’ı biz indirdik; onu muhafaza edecek olan da elbette biziz.


Nahl / 44. Ayet

بِالْبَيِّنَاتِ وَالزُّبُرِۜ وَاَنْزَلْنَٓا اِلَيْكَ الذِّكْرَ لِتُبَيِّنَ لِلنَّاسِ مَا نُزِّلَ اِلَيْهِمْ وَلَعَلَّهُمْ يَتَفَكَّرُونَ

O peygamberleri apaçık delillerle ve kitaplarla gönderdik. Sana da, hikmet ve öğüt dolu bu Kur’an’ı indirdik ki, kendilerine indirilen gerçekleri insanlara apaçık bir şekilde anlatasın ve böylece onlar da Allah’ın âyetleri üzerinde sistemli bir şekilde düşünsünler.


Nahl / 64. Ayet

وَمَٓا اَنْزَلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ اِلَّا لِتُبَيِّنَ لَهُمُ الَّذِي اخْتَلَفُوا ف۪يهِۙ وَهُدًى وَرَحْمَةً لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

Biz sana bu kitabı, ancak hakkında anlaşmazlığa düştükleri hususlarda onlara gerçeği bütün açıklığıyla anlatasın diye, bir de iman edecek bir toplum için doğru yolu gösteren bir rehber ve rahmet kaynağı olsun diye indiriyoruz.


Nahl / 89. Ayet

وَيَوْمَ نَبْعَثُ ف۪ي كُلِّ اُمَّةٍ شَه۪يدًا عَلَيْهِمْ مِنْ اَنْفُسِهِمْ وَجِئْنَا بِكَ شَه۪يدًا عَلٰى هٰٓؤُ۬لَٓاءِۜ وَنَزَّلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ تِبْيَانًا لِكُلِّ شَيْءٍ وَهُدًى وَرَحْمَةً وَبُشْرٰى لِلْمُسْلِم۪ينَ۟

Kıyâmet günü her ümmetten, kendileri hakkında şâhitlik yapacak bir şâhit getireceğiz. Seni de bu ümmete şâhit tutacağız. Rasûlüm! Biz sana bu kitabı her şeyi açıklamak üzere, bir de onun Allah’a teslim olanlara doğru yolu gösteren bir rehber, bir rahmet ve müjde olması için indiriyoruz.


Kehf / 1. Ayet

اَلْحَمْدُ لِلّٰهِ الَّذ۪ٓي اَنْزَلَ عَلٰى عَبْدِهِ الْكِتَابَ وَلَمْ يَجْعَلْ لَهُ عِوَجًاۜ

Hamd o Allah’a mahsustur ki, kuluna kitabı indirdi; onda hiçbir eğrilik, çarpıklık ve tutarsızlığa yer vermedi.


Enbiyâ / 50. Ayet

وَهٰذَا ذِكْرٌ مُبَارَكٌ اَنْزَلْنَاهُۜ اَفَاَنْتُمْ لَهُ مُنْكِرُونَ۟

İşte bu Kur’an da bizim indirdiğimiz çok şerefli, her bakımdan bereket yüklü, öğüt kaynağı bir kitaptır. Hal böyleyken siz onu inkâr mı ediyorsunuz?


Furkan / 1. Ayet

تَبَارَكَ الَّذ۪ي نَزَّلَ الْفُرْقَانَ عَلٰى عَبْدِه۪ لِيَكُونَ لِلْعَالَم۪ينَ نَذ۪يرًاۙ

Bütün sorumlu varlıklara ve kıyâmete kadar tüm çağlara uya­rıcı olması için seçkin kulu Muhammed’e hakkı bâtıldan ayıran kitabı bölüm bölüm indiren Allah çok yücedir, her türlü nimet, feyiz ve bereketin kaynağıdır.


Şuarâ / 2. Ayet

تِلْكَ اٰيَاتُ الْكِتَابِ الْمُب۪ينِ

Bunlar, gerçekleri açıklayan apaçık kitabın âyetleridir.


Neml / 1. Ayet

طٰسٓ۠ تِلْكَ اٰيَاتُ الْقُرْاٰنِ وَكِتَابٍ مُب۪ينٍۙ

Tâ. Sîn. Bunlar, Kur’an’ın ve gerçekleri açıklayan apaçık kitabın âyetleridir.


Kasas / 2. Ayet

تِلْكَ اٰيَاتُ الْكِتَابِ الْمُب۪ينِ

Bunlar, gerçekleri açıklayan apaçık kitabın âyetleridir.


Kasas / 86. Ayet

وَمَا كُنْتَ تَرْجُٓوا اَنْ يُلْقٰٓى اِلَيْكَ الْكِتَابُ اِلَّا رَحْمَةً مِنْ رَبِّكَ فَلَا تَكُونَنَّ ظَه۪يرًا لِلْكَافِر۪ينَۘ

Sen, aslında bu kitabın sana vahyedileceğini ummuyordun. Bu sana ancak Rabbinden bir rahmet olarak geldi. O halde sakın kâfirlere arka çıkma!


Ankebût / 47. Ayet

وَكَذٰلِكَ اَنْزَلْنَٓا اِلَيْكَ الْكِتَابَۜ فَالَّذ۪ينَ اٰتَيْنَاهُمُ الْكِتَابَ يُؤْمِنُونَ بِه۪ۚ وَمِنْ هٰٓؤُ۬لَٓاءِ مَنْ يُؤْمِنُ بِه۪ۜ وَمَا يَجْحَدُ بِاٰيَاتِنَٓا اِلَّا الْكَافِرُونَ

Rasûlüm! Önceki peygamberlere kitap indirdiğimiz gibi, sana da bu kitabı indiriyoruz. Bunun içindir ki, kendilerine daha önce kitap verdiğimiz dürüst ve insaflı insanlar buna inanırlar. Şu Mekke halkı içinden de ona inananlar var. Zâten bizim âyetlerimizi, kalplerini küfür ve günah kirleriyle karartmış nankörlerden başkası inkâr etmez.


Ankebût / 51. Ayet

اَوَلَمْ يَكْفِهِمْ اَنَّٓا اَنْزَلْنَا عَلَيْكَ الْكِتَابَ يُتْلٰى عَلَيْهِمْۜ اِنَّ ف۪ي ذٰلِكَ لَرَحْمَةً وَذِكْرٰى لِقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ۟

Hem, kendilerine okunan bu kitabı sana indiriyor olmamız onlara mûcize olarak yeterli değil mi? Hiç şüphesiz bunda iman eden bir toplum için elbette bir rahmet ve öğüt vardır.


Lokman / 2. Ayet

تِلْكَ اٰيَاتُ الْكِتَابِ الْحَك۪يمِۙ

Bunlar, hüküm ve hikmet dolu kitabın âyetleridir.


Secde / 2. Ayet

تَنْز۪يلُ الْكِتَابِ لَا رَيْبَ ف۪يهِ مِنْ رَبِّ الْعَالَم۪ينَۜ

İçinde hiçbir şüphe bulunmayan bu kitap, âlemlerin Rabbinden parça parça indirilmektedir.


Yâsin / 69. Ayet

وَمَا عَلَّمْنَاهُ الشِّعْرَ وَمَا يَنْبَغ۪ي لَهُۜ اِنْ هُوَ اِلَّا ذِكْرٌ وَقُرْاٰنٌ مُب۪ينٌۙ

Biz Peygamber’e şiir öğretmedik; bu ona yakışmaz da. Ona verdiğimiz ancak bir öğüt, bir irşat kitabıdır; maksatları belli, gerçeği açıklayan bir Kur’an’dır.


Sâd / 29. Ayet

كِتَابٌ اَنْزَلْنَاهُ اِلَيْكَ مُبَارَكٌ لِيَدَّبَّرُٓوا اٰيَاتِه۪ وَلِيَتَذَكَّرَ اُو۬لُوا الْاَلْبَابِ

Bu Kur’an feyiz ve bereket yüklü öyle şerefli bir kitaptır ki, onu sana, insanlar âyetleri üzerinde derin ve etraflıca düşünsünler ve temiz akıl sahipleri ondan gereken ders ve öğüdü alsınlar diye indiriyoruz.


Sâd / 87. Ayet

اِنْ هُوَ اِلَّا ذِكْرٌ لِلْعَالَم۪ينَ

“Bu Kur’an, bütün insanlığa sadece bir öğüt, bir hatırlatmadır.”


Zümer / 1. Ayet

تَنْز۪يلُ الْكِتَابِ مِنَ اللّٰهِ الْعَز۪يزِ الْحَك۪يمِ

Bu kitap, kudreti dâimâ ütün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olan Allah tarafından parça parça indirilmiştir.


Zümer / 2. Ayet

اِنَّٓا اَنْزَلْنَٓا اِلَيْكَ الْكِتَابَ بِالْحَقِّ فَاعْبُدِ اللّٰهَ مُخْلِصًا لَهُ الدّ۪ينَۜ

Biz sana bu kitabı gerçeğin tâ kendisi olarak indirdik. Öyleyse sen de, her türlü şirk ve gösterişten uzak durup ibâdet ve taati yalnız Allah’a has kılarak O’na kulluk et.


Zümer / 23. Ayet

اَللّٰهُ نَزَّلَ اَحْسَنَ الْحَد۪يثِ كِتَابًا مُتَشَابِهًا مَثَانِيَۗ تَقْشَعِرُّ مِنْهُ جُلُودُ الَّذ۪ينَ يَخْشَوْنَ رَبَّهُمْۚ ثُمَّ تَل۪ينُ جُلُودُهُمْ وَقُلُوبُهُمْ اِلٰى ذِكْرِ اللّٰهِۜ ذٰلِكَ هُدَى اللّٰهِ يَهْد۪ي بِه۪ مَنْ يَشَٓاءُۜ وَمَنْ يُضْلِلِ اللّٰهُ فَمَا لَهُ مِنْ هَادٍ

Allah, sözün en güzeli olan Kur’an’ı, âyetleri birbiriyle âhenkdâr, uyumlu, tıklım büklüm hakîkat dolu bir kitab hâlinde indirdi. Rablerine karşı derin bir saygı duymakta olanların onun tesiriyle derileri ürperir; sonra da hem derileri, hem kalpleri Allahın zikrine ısınıp yumuşar. İşte bu kitap, Allah’ın doğru yol rehberidir ki, dilediğine onunla yol gösterir. Allah kimi de saptırırsa artık onu doğru yola getirecek kimse yoktur.


Fussilet / 3. Ayet

كِتَابٌ فُصِّلَتْ اٰيَاتُهُ قُرْاٰنًا عَرَبِيًّا لِقَوْمٍ يَعْلَمُونَۙ

O, doğrunun ve güzelin kıymetini bilen bir toplum için âyetleri Arapça okunup rahatlıkla anlaşılan bir metin olarak iyice açıklanmış ve belli bir sistem dâhilinde dizilmiş bir kitaptır.


Fussilet / 41. Ayet

اِنَّ الَّذ۪ينَ كَفَرُوا بِالذِّكْرِ لَمَّا جَٓاءَهُمْۚ وَاِنَّهُ لَكِتَابٌ عَز۪يزٌۙ

Gerçek şu ki, kendilerine tebliğ edilen bu Kur’an’ı inkâr edenler, dünyada da âhirette de zillet ve perişanlıktan kurtulamayacaklar! Çünkü o, gerçekten çok şerefli, çok değerli, mağlup edilemez bir kitaptır.


Şûrâ / 52. Ayet

وَكَذٰلِكَ اَوْحَيْنَٓا اِلَيْكَ رُوحًا مِنْ اَمْرِنَاۜ مَا كُنْتَ تَدْر۪ي مَا الْكِتَابُ وَلَا الْا۪يمَانُ وَلٰكِنْ جَعَلْنَاهُ نُورًا نَهْد۪ي بِه۪ مَنْ نَشَٓاءُ مِنْ عِبَادِنَاۜ وَاِنَّكَ لَتَهْد۪ٓي اِلٰى صِرَاطٍ مُسْتَق۪يمٍۙ

İşte biz böylece sana emrimizle ölü kalplere hayat bahşeden bu Kur’an’ı vahyettik. Yoksa daha önce sen kitap nedir, iman nedir, bilmezdin. Biz Kur’an’ı bir nûr kıldık ki, onunla kullarımızdan dilediğimizi doğru yola ulaştıralım. Sen de hiç şüphesiz insanlığı dosdoğru bir yola çağırmaktasın.


Zuhruf / 2. Ayet

وَالْكِتَابِ الْمُب۪ينِۙ

Gerçekleri açıklayan bu apaçık kitaba yemin olsun!


Duhân / 2. Ayet

وَالْكِتَابِ الْمُب۪ينِۙ

Gerçekleri açıklayan bu apaçık kitaba yemin olsun!


Ahkaf / 2. Ayet

تَنْز۪يلُ الْكِتَابِ مِنَ اللّٰهِ الْعَز۪يزِ الْحَك۪يمِ

Bu kitap, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam olan Allah tarafından parça parça indirilmektedir.


Ahkaf / 12. Ayet

وَمِنْ قَبْلِه۪ كِتَابُ مُوسٰٓى اِمَامًا وَرَحْمَةًۜ وَهٰذَا كِتَابٌ مُصَدِّقٌ لِسَانًا عَرَبِيًّا لِيُنْذِرَ الَّذ۪ينَ ظَلَمُواۗ وَبُشْرٰى لِلْمُحْسِن۪ينَ

Oysa Kur’an’dan önce de bir rehber ve rahmet olarak Mûsâ’­nın kitabı vardı. Kur’an ise, zulmedenleri uyarmak ve iyi ve makbul işler yapanları müjdelemek üzere Arap diliyle indirilmiş, kendisinden öncekileri doğrulayan bir kitaptır.


Tûr / 1. Ayet

وَالطُّورِۙ

Yemîn olsun T ¯ur’a,


Vâkıa / 78. Ayet

ف۪ي كِتَابٍ مَكْنُونٍۙ

Onun aslı çok iyi korunmuş bir kitaptadır.


Vâkıa / 81. Ayet

اَفَبِهٰذَا الْحَد۪يثِ اَنْتُمْ مُدْهِنُونَۙ

Şimdi siz bu ilâhî kelâmı mı küçümsüyorsunuz?


Teğabün / 8. Ayet

فَاٰمِنُوا بِاللّٰهِ وَرَسُولِه۪ وَالنُّورِ الَّذ۪ٓي اَنْزَلْنَاۜ وَاللّٰهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَب۪يرٌ

Ey insanlar, Allah’a, Rasûlü’ne ve ona indirdiğimiz Kur’an’a iman edin! Allah, yaptığınız her şeyden hakkıyla haberdardır.



https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2017/09/hasta_dua-702x336.jpg
Şifa Ayetleri

Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2019/04/fakirlik_görmez-702x336.jpg
Vakıa Suresi

Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-79-ayeti-ne-anlatiyor-195094-m.jpg
Enâm Suresinin 79. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-72-ayeti-ne-anlatiyor-195071-m.jpg
Enâm Suresinin 72. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-68-ayeti-ne-anlatiyor-195024-m.jpg
Enâm Suresinin 68. Ayeti Ne Anlatıyor?

En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-59-ayeti-ne-anlatiyor-195002-m.jpg
Enâm Suresinin 59. Ayeti Ne Anlatıyor?

En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...