Duhân Sûresi 2. Ayet Tefsiri


2 / 59


Duhân Sûresi Hakkında

Duhân sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 59 âyettir. İsmini, 10. âyette geçen ve “duman” mânasına gelen اَلدُّخَانُ (duhân) kelimesinden alır. Resmî tertîbe göre 44, iniş sırasına göre 64. sûredir.

Duhân Sûresi Konusu

Allah Teâlâ, hakla bâtılı, haramla helâli belirlemek ve insanları ebedî hüsranla uyarmak üzere Kur’ân-ı Kerîm’i indirmiştir. Onun esas hedefi Allah’ın varlığı, birliği ve sınırsız kudretini kalplere yerleştirerek onları sadece Allah’a kulluğa çağırmaktır. Peygamberler bu davanın en büyük temsilcileridir. Bu sebepledir ki Hz. Mûsâ’nın Firavun’la olan mücâdelesi örnek verilerek İslâm’ın gâlibiyeti ve İslâm düşmanlarının mağlubiyeti müjdelenir. Son olarak peygamberleri reddedenlerin cehennemdeki acı manzaraları, buna karşılık peygamberlerin izinden gidenlerin nimet, huzur ve mutluluk dolu halleri seyrettirilir.

TEFSİR:

Burada bahsedilen gece, Kadir sûresinde tafsilatlı olarak beyân edilen ve Kur’ân-ı Kerîm’in inmeye başladığı Kadir gecesidir. Nitekim Kadir sûresinde Kur’an’ın indirilişinden bahsedilirken, burada da aynı husus beyân edilir. Orada Kur’an أَنْزَلْنَاهُ şeklinde “şan zamiri”yle zikredilirken burada “kitap” ismiyle zikredilir. Buradaki “O gecede, belli hikmetlere binâen Allah tarafından olmasına karar verilmiş her bir iş belirlenir” (Duhân 44/4) âyeti, Kadir sûresinde “O gecede melekler ve ruh iner” (Kadir 97/4) âyetine uygun düşer. Burada “Tarafımızdan buyrulacak bir emir olarak” (Duhân 44/5) ifadesi Kadir sûresindeki “Rablerinin izniyle her türlü iş için” (Kadir 97/5) buyruğuna uygun düşer. Demek ki bunların hepsi kadir gecesinin hususiyetleridir.

Bu gecede, “belli hikmetlere binâen Allah tarafından olmasına karar verilmiş her bir iş” (Duhân 44/4) belirlenip kesin hükme bağlanır. Bir bütün içinden ayrılarak kuvveden fiile, kaderden kazaya, takdirden tekvîne, bilgi ve tasarıdan gerçekleştirme ve yaratmaya geçilir. Bu fikri şu şekilde biraz daha izah etmek mümkündür: “Bütün varlıkların ve hâdiselerin Cenâb-ı Hakk’ın ilminde keyfiyetini tam olarak bilemediğimiz ilk ve küllî yani hepsi bir arada bir varlığı vardır. Bu noktada henüz her bir varlık ve hâdise bizzat kendi olarak ortaya çıkmamıştır; diğer varlık ve hâdiselerle birlikte bir bütün halindedir. Allah Teâlâ her bir varlık ve hâdisenin ortaya çıkmasını veya meydana gelmesini diler ve onun kendine has özellikleriyle belirmesine hükmeder. Buna kaderin bir varlık veya hâdiseyi kendine has kimlik ve mâhiyetiyle belirlemesi deriz. “Hiçbir varlık yoktur ki, hayatı ve bekası için gerekli her şeyin hazineleri bizim yanımızda bulunmamış olsun. Şu kadar ki, biz onları belirli bir ölçü ile indiririz.” (Hicr 15/21) âyeti bir yanıyla buna bakar. Kader, bu varlık veya hâdiseyi deyiş yerindeyse, ilimden kudretin sahasına aktarır ve kudret de onu, kaderin tesbit buyurduğu ölçülere göre yaratır. Kaderin ölçülerine göre yaratma fiiline فَطَرَ (fatara), her bir varlığa kaderin verdiği özellikler bütününe de o varlığın fıtratı denir. İşte yukarıdaki âyetlerden ve Kadir sûresinden anladığımız kadarıyla, her bir yılın kâinatın ve insanlığın tarihinde kendine has bir yeri, özelliği ve önemi vardır ve her bir yıl içinde de hususi bir gece bulunmaktadır. Bu gece, ilm-i ilâhîdeki o yıl içinde meydana gelecek her bir hâdiseye ve ortaya çıkacak varlığa kader mâhiyetini ve fıtratını vermekte ve onu kudretin sahasına aktarmaktadır… Ancak şunu ifade edelim ki burada Allah Teâlâ’nın ilmi, kaderi ve kudreti ile ilgili söylediğimiz sözlerin hepsi bizim açımızdandır ve bizim O’nunla olan münasebetlerimiz çerçevesindedir. Yoksa O’nu da, ilmi, kaderi ve kudretini de zâtında idrak etmemiz mümkün değildir.” (Ünal, s. 1073)

4. âyette geçen  أَمْرٌ حَك۪يمٌ (emrin hakîmin) terkibi şu mânalara gelir:

  Hikmetli, hiçbir yanlışı olmayan iş.

  Sağlam ve mühim iş.

  Kesinleşmiş, artık vukuunun önlenmesi mümkün olmayan iş.

Nitekim o gece Allah tarafından gelen bir emir ve ferman olarak Kur’ân-ı Kerîm indirilmiştir. İndirilen bu Kur’an ile de her türlü hikmetli iş, dinin hükümleri, doğruyla yanlışı birbirinden ayıracak ölçüler açıklığa kavuşturularak, Allah Resûlü (s.a.s.) tarafından insanlığa ulaştırılmıştır. Şunu da unutmamak gerekir ki, Allah Teâlâ, insanlık tarihi boyunca peygamberler ve kitaplar göndererek kullarına doğru yolu göstermiş ve onları uyarmıştır. Bu O’nun en büyük rahmet tecellilerinden biridir. İşte Kur’ân-ı Kerîm, bu serinin sonuncusunu teşkil eden bir irşat ve uyarı kitabıdır. Bu kitabın üzerinde durduğu husus ise zat, isim ve sıfatlarıyla Yüce Allah’ı en doğru bir şekilde tanıtmaktır:
Kaynak: Ömer Çelik Tefsiri


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-82-ayeti-ne-anlatiyor-195113-m.jpg
Enâm Suresinin 82. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا وَلَمْ يَلْبِسُٓوا ا۪يمَانَهُمْ بِظُلْمٍ اُو۬لٰٓئِكَ لَهُمُ الْاَمْنُ وَهُمْ مُهْتَدُونَ۟ İman edip ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2017/09/hasta_dua-702x336.jpg
Şifa Ayetleri

Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2019/04/fakirlik_görmez-702x336.jpg
Vakıa Suresi

Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-79-ayeti-ne-anlatiyor-195094-m.jpg
Enâm Suresinin 79. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-72-ayeti-ne-anlatiyor-195071-m.jpg
Enâm Suresinin 72. Ayeti Ne Anlatıyor?

Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2024/04/enam-suresinin-68-ayeti-ne-anlatiyor-195024-m.jpg
Enâm Suresinin 68. Ayeti Ne Anlatıyor?

En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...