Duhân sûresi Mekke’de nâzil olmuştur. 59 âyettir. İsmini, 10. âyette geçen ve “duman” mânasına gelen اَلدُّخَانُ (duhân) kelimesinden alır. Resmî tertîbe göre 44, iniş sırasına göre 64. sûredir.
Allah Teâlâ, hakla bâtılı, haramla helâli belirlemek ve insanları ebedî hüsranla uyarmak üzere Kur’ân-ı Kerîm’i indirmiştir. Onun esas hedefi Allah’ın varlığı, birliği ve sınırsız kudretini kalplere yerleştirerek onları sadece Allah’a kulluğa çağırmaktır. Peygamberler bu davanın en büyük temsilcileridir. Bu sebepledir ki Hz. Mûsâ’nın Firavun’la olan mücâdelesi örnek verilerek İslâm’ın gâlibiyeti ve İslâm düşmanlarının mağlubiyeti müjdelenir. Son olarak peygamberleri reddedenlerin cehennemdeki acı manzaraları, buna karşılık peygamberlerin izinden gidenlerin nimet, huzur ve mutluluk dolu halleri seyrettirilir.
Yüce Allah ile ilgili haber verilen bu sıfatlar, kâinatta ve insanlar içinde yaratan, yaşatan, hayatı ve ölümü veren, dolayısıyla kendisine ibâdet edilmeye lâyık ve kararlarına göre hayatın düzenlenebileceği başka hiçbir varlığın, gücün, kimsenin bulunmadığını vurgulamak içindir.
Bulutsuz bir yaz gününün kuşluk vaktinde gökte parıldayan güneş gibi apaçık olan bu gerçeğe rağmen:Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...