# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَقَالَ لِلَّذ۪ي ظَنَّ اَنَّهُ نَاجٍ مِنْهُمَا اذْكُرْن۪ي عِنْدَ رَبِّكَۘ فَاَنْسٰيهُ الشَّيْطَانُ ذِكْرَ رَبِّه۪ فَلَبِثَ فِي السِّجْنِ بِضْعَ سِن۪ينَۜ۟ | |
Türkçe Okunuşu * | Vekâle lilleżî zanne ennehu nâcin minhumâ-żkurnî ‘inde rabbike feensâhu-şşeytânu żikra rabbihi felebiśe fî-ssicni bid’a sinîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Yûsuf, o iki arkadaştan kurtulacağına inandığı kişiye: “Efendinin yanında benden söz et” dedi. Fakat şeytan ona, efendisinin yanında Yûsuf’tan söz etmeyi unutturdu. Bu yüzden Yûsuf birkaç yıl daha hapiste kaldı. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Onlardan, kurtulacağını bildiği kimseye dedi ki: Beni efendinin yanında an, (umulur ki beni çıkarır). Fakat şeytan ona, efendisine anmayı unutturdu. Dolayısıyla (Yusuf), birkaç sene daha zindanda kaldı. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | İkisinden, kurtulacağını sandığı kimseye Yusuf: "Efendinin yanında beni an" dedi. Ama şeytan efendisine onu hatırlatmayı unutturdu ve Yusuf bu yüzden daha birkaç yıl hapiste kaldı. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Yûsuf, onlardan kurtulacağını düşündüğü kişiye, “Efendinin yanında beni an”, dedi. Fakat şeytan onu efendisine hatırlatmayı unutturdu da bu yüzden o, birkaç yıl daha zindanda kaldı. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Yusuf, hapisten kurtulacağına inandığı o ikiden birine dedi ki: "Beni efendinin yanında an". (Benden söz et ki, beni kurtarsın). Fakat Şeytan, ona, efendisinin yanında anmayı unutturdu. Bu yüzden Yusuf, daha yıllarca zindanda kaldı. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bir de bunlardan, kurtulacağını zannettiğine, Efendinin yanında beni an dedi, ona da Şeytan, Efendisine anmayı unutturdu da senelerce zindanda kaldı |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Bu ikisinden kurtulacağını bildiği kimseye dedi ki: «Beni efendinin yanında an». Fakat şeytan, efendisine anmayı ona unutdurdu da (bu yüzden Yuusuf) daha nice yıllar zindanda kaldı. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Ve (Yûsuf) doğrusu içlerinden kurtulacak olanın o olduğunu zannettiği kimseye: “Efendinin yanında beni an! (Umulur ki beni bu durumdan kurtarır)” dedi. Fakat şeytan ona, efendisine anmayı unutturdu da (Yûsuf) senelerce zindanda kaldı. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Bir de Yûsuf, idamdan kurtulacağını bildiği bu ikisinden birine, (şerbetçiye-sakıya) şöyle dedi: “- (hapisten çıktıktan sonra zulme uğradığımı ve masum bulunduğumu) efendinin yanında beni anarak söyle.” Fakat Şeytan, efendisine (bunu), anmayı , delikanlıya unutturdu da, Yûsuf bir çok sene (yedi veya on -iki yıl) zindanda kaldı. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve o ikisinden necâta ereceğini sanmış olduğuna dedi ki: «Beni efendinin yanında yâd et. Fakat efendisine yâd etmeyi ona şeytan unutturdu ve artık zindanda senelerce kalıverdi.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | O ikisinden kurtulacağını sandığı kimseye, Yusuf “Efendine beni hatırlat” dedi. Fakat şeytan, efendisine hatırlatmayı ona unutturdu ve o daha yıllarca zindanda kaldı. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | And of the two, to that one whom he consider about to be saved, he said: "Mention me to thy lord." But Satan made him forget to mention him to his lord: and (Joseph) lingered in prison a few (more) years. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Yusuf Sûresi 42. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Ayet-i kerimede buyrulur: فَقَالُوا عَلَى اللّٰهِ تَوَكَّلْنَاۚ رَبَّنَا لَا تَجْعَلْنَا فِتْنَةً لِلْقَوْمِ الظَّالِم۪ينَۙ وَنَجِّنَا بِرَحْمَتِكَ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: فَاِنْ تَوَلَّيْتُمْ فَمَا سَاَلْتُكُمْ مِنْ اَجْرٍۜ اِنْ اَجْرِيَ اِلَّا عَلَى اللّٰهِۙ وَاُمِرْتُ اَنْ اَكُونَ مِنَ الْم ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اَلَٓا اِنَّ اَوْلِيَٓاءَ اللّٰهِ لَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَۚ Bilesiniz ki Allah’ın dostlarına hiçbir ...
Ayet-i kerimede buyrulur: يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ قَدْ جَٓاءَتْكُمْ مَوْعِظَةٌ مِنْ رَبِّكُمْ وَشِفَٓاءٌ لِمَا فِي الصُّدُورِ وَهُدًى وَرَحْمَةٌ لِلْ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّ اللّٰهَ لَا يَظْلِمُ النَّاسَ شَيْـًٔا وَلٰكِنَّ النَّاسَ اَنْفُسَهُمْ يَظْلِمُونَ Gerçek şu ki Allah insanlara hi ...
Saff Sûresi 1. Ayet: "Göklerde ne var, yerde ne varsa hepsi Allah’ı tesbih eder. O, kudreti dâimâ üstün gelen, her hükmü ve işi hikmetli ve sağlam ola ...