# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالُوا تَاللّٰهِ اِنَّكَ لَف۪ي ضَلَالِكَ الْقَد۪يمِ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâlû ta(A)llâhi inneke lefî dalâlike-lkadîm(i) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar da: “Allah’a yemin olsun ki, sen hâlâ o eski şaşkınlığında devam etmektesin” dediler. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Onlar da:) Vallahi sen hâla eski şaşkınlığındasın, dediler. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Çevresindekiler: "Allah'a yemin ederiz ki sen, hala eski şaşkınlığındasın" dediler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlar da, “Allah’a yemin ederiz ki sen hâlâ eski şaşkınlığındasın” dediler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Dediler ki: "Vallahi sen hâlâ o eski şaşkınlığındasın." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Dediler: tallahi sen cidden eski şaşgınlığından berdevamsın |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | (Yanındakiler) dediler: «Allaha yemîn ederiz ki sen haalâ eski yanlışlığında (berdevam) sın». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Onlar:) “Allah'a yemîn olsun ki, şübhesiz, sen hâlâ eski yanlışlığındasın” dediler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Yâkub'un yanında bulunanlar: “- Allah'a yemin ederiz ki, sen hâlâ eski şaşkınlığında bulunuyorsun.” dediler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Dediler ki: «Allah'a kasem olsun, muhakkak sen elbette eski şaşkınlığının içindesin.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Allah'a yemin olsun ki sen hâlâ eski şaşkınlığındasın” dediler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | They said: "By Allah. truly thou art in thine old wandering mind." |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Yusuf Sûresi 95. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
İçki sözlükte, “İçinde alkol bulunan içecek; dem” anlamındadır. Alkol ilk devirlerden itibaren biliniyor. İÇKİ HAKKINDA AYETLER Rasûlüm! Sana içki v ...
Kanaat ve tok gözlülük ile ilgili ayetler... “Yeryüzündeki her canlının rızkını Allah üstlenmiştir.” (Hûd sûresi (11), 6) Âyet-i kerîme evrend ...
Ayet-i kerimede buyrulur: يَٓا اَيُّهَا الرَّسُولُ بَلِّغْ مَٓا اُنْزِلَ اِلَيْكَ مِنْ رَبِّكَۜ وَاِنْ لَمْ تَفْعَلْ فَمَا بَلَّغْتَ رِسَالَتَهُۜ وَ ...
Ayet-i kerimede buyrulur: وَاِذَا نَادَيْتُمْ اِلَى الصَّلٰوةِ اتَّخَذُوهَا هُزُوًا وَلَعِبًاۜ ذٰلِكَ بِاَنَّهُمْ قَوْمٌ لَا يَعْقِلُونَ Siz namaz ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنَّمَا وَلِيُّكُمُ اللّٰهُ وَرَسُولُهُ وَالَّذ۪ينَ اٰمَنُوا الَّذ۪ينَ يُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكٰوةَ وَهُم ...
İffet, insanın bedenî ve maddî hazlara aşırı düşkünlükten korunmasını ifade eder. İffet sözlükte “haramdan uzak durmak, helâl ve güzel olmayan söz ve ...