# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | وَمَٓا اَكْثَرُ النَّاسِ وَلَوْ حَرَصْتَ بِمُؤْمِن۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Vemâ ekśeru-nnâsi velev haraste bimu/minîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Herkesin mü’min olmasını ne kadar çok istesen de, insanların çoğu iman etmeyecektir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Sen ne kadar üstüne düşsen de insanların çoğu iman edecek değillerdir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | 102,103. Sana böylece vahyettiklerimiz, gaybe ait haberlerdir. Onlar elbirliği edip düzen kurdukları zaman yanlarında değildin; sen ne kadar yürekten istersen iste, insanların çoğu inanmazlar. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Sen ne kadar şiddetle arzu etsen de insanların çoğu inanacak değillerdir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Sen ne kadar şiddetle arzulasan da, insanların çoğu iman edecek değildir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Ve insanların ekserisi sen ne kadar hırslansan mü'min değildirler |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Sen ne kadar hırs göstersen yine insanların çoğu îman ediciler değildir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Sen ne kadar) hırs göstersen de, yine insanların çoğu îmân edecek kimseler değildir. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Sen ne kadar şiddetli arzulasan da yine insanların çoğu iman edici değillerdir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Ve insanların ekserisi, sen fazlaca arzu etsen de imân edici kimseler değildirler. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Fakat sen ne kadar hırs göstersen, insanların çoğu iman edecek değildir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Yet no faith will the greater part of mankind have, however ardently thou dost desire it. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Yusuf Sûresi 103. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
İsra suresinin 44. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 44. Ayet Arapça: تُسَبِّحُ لَهُ السَّمٰوَاتُ السَّبْعُ وَالْاَرْضُ وَمَنْ ف۪يهِنَّۜ وَاِنْ ...
İsra suresinin 32. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 32. Ayet Arapça: وَلَا تَقْرَبُوا الزِّنٰٓى اِنَّهُ كَانَ فَاحِشَةًۜ وَسَٓاءَ سَب۪يلًا İs ...
İsra suresinin 23. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 23. Ayet Arapça: وَقَضٰى رَبُّكَ اَلَّا تَعْبُدُٓوا اِلَّٓا اِيَّاهُ وَبِالْوَالِدَيْنِ اِح ...
Hadîd sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 29 âyettir. İsmini, 25. âyette geçen ve “demir” mânasına gelen اَلْحَد۪يدُ (hadîd) kelimesinden alır. Mushaf t ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّ هٰذَا الْقُرْاٰنَ يَهْد۪ي لِلَّت۪ي هِيَ اَقْوَمُ وَيُبَشِّرُ الْمُؤْمِن۪ينَ الَّذ۪ينَ يَعْمَلُونَ الصَّالِحَاتِ اَنّ ...
İsra suresinin 1. ayetinde şöyle buyrulur: İsra Suresi 1. Ayet Arapça: سُبْحَانَ الَّذ۪ٓي اَسْرٰى بِعَبْدِه۪ لَيْلًا مِنَ الْمَسْجِدِ الْحَرَامِ اِ ...