# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَاسْتَجَابَ لَهُ رَبُّهُ فَصَرَفَ عَنْهُ كَيْدَهُنَّۜ اِنَّهُ هُوَ السَّم۪يعُ الْعَل۪يمُ | |
Türkçe Okunuşu * | Festecâbe lehu rabbuhu fesarafe ‘anhu keydehun(ne)(c) innehu huve-ssemî’u-l’alîm(u) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Rabbi onun duasını kabul etti ve kadınların tuzağını ondan uzaklaştırdı. Çünkü O, her şeyi hakkıyla işiten, kemâliyle bilendir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Rabbi onun duasını kabul etti ve hilelerini ondan uzaklaştırdı. Çünkü O çok iyi işiten, pek iyi bilendir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Rabbi onun duasını kabul etti ve kadınların tuzağına engel oldu. Zira O, işitir ve bilir. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Rabbi, onun duasını kabul etti ve kadınların tuzaklarını ondan uzaklaştırdı. Şüphesiz ki O, hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Bunun üzerine Rabbi, onun duasını kabul buyurdu da ondan onların tuzaklarını bertaraf etti. Muhakkak ki O, evet O, hakkıyla işiten, hakkıyla bilendir. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Bunun üzerine rabbı duasını kabul buyurdu da ondan onların tuzaklarını bertaraf etti, hakıkat o, öyle semî alîmdir |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Bunun üzerine Rabbi onun duasını kabul etdi ve onların tuzaklarını kendisinden savdı. Çünkü O, hakkıyle işidenin, her şey'i bilenin ta kendisidir. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Bunun üzerine Rabbi onu(n duâsını) kabûl etti de (o kadınların) tuzaklarını ondan def' etti. Şübhesiz ki Semî' (hakkıyla işiten), Alîm (herşeyi bilen) ancak O'dur. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Bunun üzerine Rabbi, duâsını kabul etti de o, kadınların tuzaklarını kendisinden savdı. Çünkü Allah, söylenenleri işitir, yapılanları tamamen bilir. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık O'nun duasını Rabbi kabul etli de O'ndan onların hilelerini bertaraf buyurdu. Şüphe yok ki, O'dur bihakkın işiten, tamamıyla bilen O'dur. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Rabbi onun duasını kabul etti ve onların tuzaklarını kendisinden uzaklaştırdı. Şüphesiz, O herşeyi işitir, herşeyi bilir. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | So his Lord hearkened to him (in his prayer), and turned away from him their snare: Verily He heareth and knoweth (all things). |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Yusuf Sûresi 34. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Teğâbün sûresi Medine’de nâzil olmuştur. 18 âyettir. İsmini, 9. âyette geçen ve “aldanma, aldatma, kar-zarar” mânasına gelen اَلتَّغَابُنُ (teğâbün) k ...
Müminûn suresinin 62. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 62. Ayet Arapça: ِ وَلَا نُكَلِّفُ نَفْسًا اِلَّا وُسْعَهَا وَلَدَيْنَا كِتَابٌ يَنْطِ ...
Müminûn suresinin 53. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 53. Ayet Arapça: ِ فَتَقَطَّعُٓوا اَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ زُبُرًاۜ كُلُّ حِزْبٍ بِمَا لَ ...
Yâsîn sûresi, Mekke’de nâzil olmuştur. 83 âyettir. İsmini birinci âyette geçen يٰسٓ (Yâsîn) kelimesinden alır. Resmî sıralamada 36, iniş sırasına gör ...
Müminûn suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 29. Ayet Arapça: ِ وَقُلْ رَبِّ اَنْزِلْن۪ي مُنْزَلًا مُبَارَكًا وَاَنْتَ خَيْرُ الْمُ ...
Müminûn suresinin 21. ayetinde şöyle buyrulur: Müminûn Suresi 21. Ayet Arapça: ِ وَاِنَّ لَكُمْ فِي الْاَنْعَامِ لَعِبْرَةًۜ نُسْق۪يكُمْ مِمَّا ف۪ي ...