# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالُوا لَئِنْ اَكَلَهُ الذِّئْبُ وَنَحْنُ عُصْبَةٌ اِنَّٓا اِذًا لَخَاسِرُونَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâlû le-in ekelehu-żżi/bu venahnu ‘usbetun innâ iżen leḣâsirûn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Onlar da şöyle dediler: “Biz, böyle birbirine bağlı güçlü kuvvetli bir ekip iken eğer bir kurt gelip onu kapacaksa, o zaman vallahi yazıklar olsun bize!” |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Dediler ki: Hakikaten biz (kuvvetli) bir topluluk olduğumuz halde, eğer onu kurt yerse, o zaman biz gerçekten âciz kimseler sayılırız. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "And olsun ki, biz kuvvetli bir toplulukken kurt onu yerse, biz aciz sayılırız" dediler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlar da, “Andolsun biz kuvvetli bir topluluk iken onu kurt yerse (o takdirde) biz gerçekten hüsrana uğramış oluruz” dediler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Dediler ki: "Vallahi biz böyle güçlü kuvvetli bir topluluk iken, buna rağmen onu kurt yerse, o zaman biz kesinlikle hüsrana uğrayanlardan olmuş oluruz." |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Vallahi, dediler, biz müteassıb bir kuvvet iken onu kurt yerse biz o halde çok husrân çekeriz |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Andolsun ki, dediler, bizim (kuvvetli) bir cemâat olmamıza rağmen onu kurt yerse bu takdirde muhakkak biz de husrâne uğrayanlar (dan) oluruz». |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (Onlar:) “Yemîn olsun ki, biz birbirine bağlı bir cemâat olduğumuz hâlde eğer onu kurt yerse, o takdirde şübhesiz ki biz elbette hüsrâna uğrayanlar oluruz” dediler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onlar: “-VAllahi, biz kuvvetli bir topluluk iken onu kurt yerse, biz o halde çok ziyan çekeriz.” dediler. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Dediler ki: «Biz kuvvetli bir topluluk olduğumuz halde O'nu eğer kurt yerse artık şüphesiz ki, biz elbette hüsrâna düşmüş kimseleriz.» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Biz güçlü kuvvetli bir topluluk iken onu kurt yiyecek olursa yazıklar olsun bize!” dediler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | They said: "If the wolf were to devour him while we are (so large) a party, then should we indeed (first) have perished ourselves!" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Yusuf Sûresi 14. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Nûr sûresinin 64. âyetinde Allah Teâla şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 64. Ayet Arapça: اَلَٓا اِنَّ لِلّٰهِ مَا فِي السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضِۜ قَدْ يَع ...
Nûr sûresinin 61. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 61. Ayet Arapça: فَاِذَا دَخَلْتُمْ بُيُوتًا فَسَلِّمُوا عَلٰٓى اَنْفُسِكُمْ تَحِيّ ...
Nûr sûresinin 56. âyetinde Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 56. Ayet Arapça: وَاَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاٰتُوا الزَّكٰوةَ وَاَط۪يعُوا الرّ ...
Nûr sûresinin 51. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 51. Ayet Arapça: اِنَّمَا كَانَ قَوْلَ الْمُؤْمِن۪ينَ اِذَا دُعُٓوا اِلَى اللّٰهِ و ...
Nûr sûresinin 41. âyetinde Rabbimiz şöyle buyuruyor: Nûr Suresi 41. Ayet Arapça: اَلَمْ تَرَ اَنَّ اللّٰهَ يُسَبِّحُ لَهُ مَنْ فِي السَّمٰوَاتِ وَا ...
Nûr sûresinin 33. âyetinde Cenâb-ı Hak şöyle buyurmaktadır: Nûr Suresi 33. Ayet Arapça: وَلْيَسْتَعْفِفِ الَّذ۪ينَ لَا يَجِدُونَ نِكَاحًا حَتّٰى يُ ...