# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | قَالُوا فَمَا جَزَٓاؤُ۬هُٓ اِنْ كُنْتُمْ كَاذِب۪ينَ | |
Türkçe Okunuşu * | Kâlû femâ cezâuhu in kuntum kâżibîn(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Kralın adamları: “Peki, yalan söylüyorsanız, bu yaptığınızın cezası nedir?” diye sordular. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | (Yusuf'un adamları) dediler ki: Peki, siz yalancıysanız bunun cezası nedir? |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | "Yalancı iseniz, hırsızlığın cezası nedir?" dediler. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Onlar, “Eğer yalancı iseniz, hırsızlığın cezası nedir?” dediler. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | "Peki yalancı çıkarsanız onun (hırsızlık edenin) cezası nedir?" dediler. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Şimdi, dediler: yalancı çıkarsanız cezası ne? |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | «Şimdi, dediler, yalancılar iseniz (çalanın) cezası nedir»? |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (O nidâ edenler:) “Eğer yalancılar iseniz o hâlde (sizin şeriatınıza göre) bunun cezâsı nedir? (Hükmünüzü siz verin!)” dediler. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Onlar dediler ki, şimdi yalancı çıkarsanız, hırsızın cezası nedir? |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Dediler ki: «Eğer siz yalancı kimseler oldunuz ise onun cezası nedir?» |
11. | Ümit Şimşek Meali | “Yalancı çıkarsanız bunun cezası nedir?” dediler. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | (The Egyptians) said: "What then shall be the penalty of this, if ye are (proved) to have lied?" |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Yusuf Sûresi 74. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Şifa; deva demektir. Şifa; insanın hastalıktan kurtulması, sıhhat bulması, iyilik bulması anlamlarına gelir. Peki hastalara ne şifa olur? KUR’AN’DA G ...
Vakıa Suresi Mekke’de nâzil olmuştur. 96 ayettir. İsmini, kıyametin isimlerinden biri olan ve “hâdise, olay” gibi mânalara gelen birinci âyetteki (vâk ...
Ayet-i kerimede buyrulur: اِنّ۪ي وَجَّهْتُ وَجْهِيَ لِلَّذ۪ي فَطَرَ السَّمٰوَاتِ وَالْاَرْضَ حَن۪يفًا وَمَٓا اَنَا۬ مِنَ الْمُشْرِك۪ينَۚ Ben hakka ...
Ayet-i kerimede şöyle buyrulur: وَاَنْ اَق۪يمُوا الصَّلٰوةَ وَاتَّقُوهُۜ وَهُوَ الَّذ۪ٓي اِلَيْهِ تُحْشَرُونَ Bir de bize, “Namazı dosdoğru kılın v ...
En‘âm suresinin 68. ayetinde buyrulur: وَاِذَا رَاَيْتَ الَّذ۪ينَ يَخُوضُونَ ف۪ٓي اٰيَاتِنَا فَاَعْرِضْ عَنْهُمْ حَتّٰى يَخُوضُوا ف۪ي حَد۪يثٍ غَيْرِ ...
En‘âm suresinin 59. ayetinde buyrulur: وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَٓا اِلَّا هُوَۜ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِۜ وَمَا ت ...