Müddessir Sûresi Ömer Çelik Meali


SÛRE

MEAL LiSTESi


Karşılaştır Müddessir Sûresi 1: Ey örtüsüne bürünen Rasûlüm!
يَٓا اَيُّهَا الْمُدَّثِّرُۙ ﴿١﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 2: Kalk ve insanları Allah’ın azabıyla uyar.
قُمْ فَاَنْذِرْۙ ﴿٢﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 3: Yalnız Rabbini büyük tanı; O’nun sonsuz büyüklüğünü ilan et!
وَرَبَّكَ فَكَبِّرْۙ ﴿٣﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 4: Elbiseni tertemiz tut.
وَثِيَابَكَ فَطَهِّرْۙ ﴿٤﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 5: Maddi-manevî her türlü pislik ve kötülükten uzak dur.
وَالرُّجْزَ فَاهْجُرْۙ ﴿٥﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 6: Yaptığın iyiliği çok görüp başa kakma.
وَلَا تَمْنُنْ تَسْتَكْثِرُۙ ﴿٦﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 7: Rabbin rızâsı için sabret.
وَلِرَبِّكَ فَاصْبِرْۜ ﴿٧﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 8: Sûra üflendiği zaman,
فَاِذَا نُقِرَ فِي النَّاقُورِۙ ﴿٨﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 9: İşte o gün, gerçekten pek çetin bir gün olacak!
فَذٰلِكَ يَوْمَئِذٍ يَوْمٌ عَس۪يرٌۙ ﴿٩﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 10: Kâfirlere hiç de kolay olmayacak bir gün!
عَلَى الْكَافِر۪ينَ غَيْرُ يَس۪يرٍ ﴿١٠﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 11: O azgın inkârcıyı sen bana bırak ki, onu önce âciz, malsız, mülksüz, yapayalnız yarattım.
ذَرْن۪ي وَمَنْ خَلَقْتُ وَح۪يدًاۙ ﴿١١﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 12: Sonra ona geniş bir servet verdim.
وَجَعَلْتُ لَهُ مَالًا مَمْدُودًاۙ ﴿١٢﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 13: Ve gözünün önünde dolaşan, dizinin dibinden ayrılmayan oğullar…
وَبَن۪ينَ شُهُودًاۙ ﴿١٣﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 14: Hayatın bütün nimet ve güzelliklerini önüne serdim.
وَمَهَّدْتُ لَهُ تَمْه۪يدًاۙ ﴿١٤﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 15: Hâlâ da utanmadan hırsla bu nimetleri daha artırmamı istiyor.
ثُمَّ يَطْمَعُ اَنْ اَز۪يدَۙ ﴿١٥﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 16: Hayır! Hiç heveslenmesin! Çünkü o bizim âyetlerimiz karşısında tam bir inatçı kesildi.
كَلَّاۜ اِنَّهُ كَانَ لِاٰيَاتِنَا عَن۪يدًاۜ ﴿١٦﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 17: Ben de onu sarp mı sarp bir yokuşa süreceğim!
سَاُرْهِقُهُ صَعُودًاۜ ﴿١٧﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 18: Zira o Kur’an hakkında ne diyeceğini uzun uzun düşündü, taşındı, ölçtü biçti.
اِنَّهُ فَكَّرَ وَقَدَّرَۙ ﴿١٨﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 19: Kahrolası nasıl da ölçtü biçti!
فَقُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَۙ ﴿١٩﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 20: Hay kahrolası, nasıl, nasıl da ölçtü biçti!
ثُمَّ قُتِلَ كَيْفَ قَدَّرَۙ ﴿٢٠﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 21: Sonra çok önemli bir söyleyecekmiş tavırlarıyla şöyle bir bakındı.
ثُمَّ نَظَرَۙ ﴿٢١﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 22: Derken suratını astı ve kaşlarını çattı…
ثُمَّ عَبَسَ وَبَسَرَۙ ﴿٢٢﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 23: Sonunda gerçeğe arkasını döndü, kibrine yenik düştü.
ثُمَّ اَدْبَرَ وَاسْتَكْبَرَۙ ﴿٢٣﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 24: “Bu Kur’an” dedi, “olsa olsa eski zamanlardan beri büyücülerin nakledegeldiği çok etkili bir büyüden ibarettir.”
فَقَالَ اِنْ هٰذَٓا اِلَّا سِحْرٌ يُؤْثَرُۙ ﴿٢٤﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 25: “Bu bir insan sözünden başka bir şey değildir!”
اِنْ هٰذَٓا اِلَّا قَوْلُ الْبَشَرِۜ ﴿٢٥﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 26: Ben de onu yakında, yanıp kavrulmak üzere Sekar’a tıkacağım.
سَاُصْل۪يهِ سَقَرَ ﴿٢٦﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 27: Sekar’ın ne olduğunu sen bilir misin?
وَمَٓا اَدْرٰيكَ مَا سَقَرُۜ ﴿٢٧﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 28: O, içine atılanı yaktıkça yakar, hepsini yer bitirir; hem de onu eski hâline getirip aynı azabı yapmaktan vazgeçmez.
لَا تُبْق۪ي وَلَا تَذَرُۚ ﴿٢٨﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 29: Durmadan derileri yakar, kavurur, simsiyah hâle getirir.
لَوَّاحَةٌ لِلْبَشَرِۚ ﴿٢٩﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 30: Cehennemde on dokuz bekçi vardır.
عَلَيْهَا تِسْعَةَ عَشَرَۜ ﴿٣٠﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 31: Biz cehennem bekçilerini meleklerden seçtik. Onların sayısını da kâfirler için bir imtihan sebebi yaptık. Böylelikle istedik ki, kendilerine kitap verilenler iyice inansın; mü’minler de imanlarında daha da derinleşsin. Ehl-i kitap ve mü’minler şüpheye düşmesin. Kalplerinde hastalık bulunanlar ve kâfirler ise: “Acaba sizin inandığınız Allah bu misâlle ne anlatmak istiyor?” diye sorsun. Allah dilediğini böyle saptırır, dilediğini de doğru yola eriştirir. Rabbinin ordularını kendisinden başka kimse bilemez. Haber verilen bu korkunç cehennem ateşi, insanlık için bir uyarı ve hatırlatmadan ibarettir.
وَمَا جَعَلْنَٓا اَصْحَابَ النَّارِ اِلَّا مَلٰٓئِكَةًۖ وَمَا جَعَلْنَا عِدَّتَهُمْ اِلَّا فِتْنَةً لِلَّذ۪ينَ كَفَرُواۙ لِيَسْتَيْقِنَ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْكِتَابَ وَيَزْدَادَ الَّذ۪ينَ اٰمَنُٓوا ا۪يمَانًا وَلَا يَرْتَابَ الَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْكِتَابَ وَالْمُؤْمِنُونَۙ وَلِيَقُولَ الَّذ۪ينَ ف۪ي قُلُوبِهِمْ مَرَضٌ وَالْكَافِرُونَ مَاذَٓا اَرَادَ اللّٰهُ بِهٰذَا مَثَلًاۜ كَذٰلِكَ يُضِلُّ اللّٰهُ مَنْ يَشَٓاءُ وَيَهْد۪ي مَنْ يَشَٓاءُۜ وَمَا يَعْلَمُ جُنُودَ رَبِّكَ اِلَّا هُوَۜ وَمَا هِيَ اِلَّا ذِكْرٰى لِلْبَشَرِ۟ ﴿٣١﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 32: Hayır! Yemin olsun aya.
كَلَّا وَالْقَمَرِۙ ﴿٣٢﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 33: Dönüp gitmekte olan geceye.
وَالَّيْلِ اِذْ اَدْبَرَۙ ﴿٣٣﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 34: Ağarmakta olan sabaha ki!
وَالصُّبْحِ اِذَٓا اَسْفَرَۙ ﴿٣٤﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 35: O Sekar denilen ateş, belâların en büyüklerinden biridir.
اِنَّهَا لَاِحْدَى الْكُبَرِۙ ﴿٣٥﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 36: İnsanlar için en büyük uyarıcıdır:
نَذ۪يرًا لِلْبَشَرِۙ ﴿٣٦﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 37: İçinizden iman ve sâlih amel yolunda ileri gidip önde yer almak isteyen için de, küfür ve günahlarla geri kalmayı tercih eden için de.
لِمَنْ شَٓاءَ مِنْكُمْ اَنْ يَتَقَدَّمَ اَوْ يَتَاَخَّرَۜ ﴿٣٧﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 38: Her bir fert, kazandıklarına karşılık Allah katında tutulan bir rehindir.
كُلُّ نَفْسٍ بِمَا كَسَبَتْ رَه۪ينَةٌۙ ﴿٣٨﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 39: Ancak amel defterleri sağdan verilen uğurlu ve mutlu kimseler başkadır.
اِلَّٓا اَصْحَابَ الْيَم۪ينِۜۛ ﴿٣٩﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 40: Onlar cennetlerdedir. Aralarında soruşurlar:
ف۪ي جَنَّاتٍۜۛ يَتَسَٓاءَلُونَۙ ﴿٤٠﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 41: Hayatları günah hasadıyla geçmiş inkârcı suçlular hakkında. Sonra suçlulara dönerek:
عَنِ الْمُجْرِم۪ينَۙ ﴿٤١﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 42: “Nedir sizi şu Sekar’a sürükleyen?” derler.
مَا سَلَكَكُمْ ف۪ي سَقَرَ ﴿٤٢﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 43: Onlar da şöyle cevap verirler: “Biz namaz kılanlardan değildik.”
قَالُوا لَمْ نَكُ مِنَ الْمُصَلّ۪ينَۙ ﴿٤٣﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 44: “Fakirleri, yoksulları doyurmazdık.”
وَلَمْ نَكُ نُطْعِمُ الْمِسْك۪ينَۙ ﴿٤٤﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 45: “Boş şeylere dalanlarla birlikte biz de dünyanın aldatıcı zevklerine dalar giderdik.”
وَكُنَّا نَخُوضُ مَعَ الْخَٓائِض۪ينَۙ ﴿٤٥﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 46: “Hesap ve ceza gününü yalanlardık.”
وَكُنَّا نُكَذِّبُ بِيَوْمِ الدّ۪ينِۙ ﴿٤٦﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 47: “Böyle gaflet içinde yaşayıp giderken kaçınılması mümkün olmayan ölüm gerçeği geldi çattı.”
حَتّٰٓى اَتٰينَا الْيَق۪ينُۜ ﴿٤٧﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 48: Artık şefaat edenlerin şefaati onlara bir fayda vermeyecektir.
فَمَا تَنْفَعُهُمْ شَفَاعَةُ الشَّافِع۪ينَۜ ﴿٤٨﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 49: Ne oluyor onlara da, bir öğüt, bir uyarı olan Kur’an’dan yüz çeviriyorlar?
فَمَا لَهُمْ عَنِ التَّذْكِرَةِ مُعْرِض۪ينَۙ ﴿٤٩﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 50: Onlar, ürküp kaçan yaban eşekleri gibidir;
كَاَنَّهُمْ حُمُرٌ مُسْتَنْفِرَةٌۙ ﴿٥٠﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 51: Aslandan korkup kaçan!
فَرَّتْ مِنْ قَسْوَرَةٍۜ ﴿٥١﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 52: Onlar bu öğütle yetinmiyor, hatta istiyorlar ki, her birine okunmaya hazır açılmış sahifeler verilsin!
بَلْ يُر۪يدُ كُلُّ امْرِئٍ مِنْهُمْ اَنْ يُؤْتٰى صُحُفًا مُنَشَّرَةًۙ ﴿٥٢﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 53: Hayır! İşin aslı şu ki, onlar âhiretten korkmuyorlar.
كَلَّاۜ بَلْ لَا يَخَافُونَ الْاٰخِرَةَۜ ﴿٥٣﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 54: Ancak bu Kur’an bir hatırlatma ve bir öğüttür.
كَلَّٓا اِنَّهُ تَذْكِرَةٌۚ ﴿٥٤﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 55: Dileyen onu okur, düşünür ve öğüt alır.
فَمَنْ شَٓاءَ ذَكَرَهُۜ ﴿٥٥﴾
Karşılaştır Müddessir Sûresi 56: Ama Allah dilemedikçe onlar düşünüp öğüt de alamazlar. İyi bilin ki, gönülden saygı duyulup, kendisinden sakınılması gereken de Allah’tır, günahları bağışlamaya tek yetkili olan da!
وَمَا يَذْكُرُونَ اِلَّٓا اَنْ يَشَٓاءَ اللّٰهُۜ هُوَ اَهْلُ التَّقْوٰى وَاَهْلُ الْمَغْفِرَةِ ﴿٥٦﴾

https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/05/hac-suresinin-1-ayeti-ne-anlatiyor-199213-m.jpg
Hac Suresinin 1. Ayeti Ne Anlatıyor?

Hac suresinin 1. ayetinde şöyle buyrulur: Hac Suresi 1. Ayet Arapça: يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ اتَّقُوا رَبَّكُمْۚ اِنَّ زَلْزَلَةَ السَّاعَةِ شَيْءٌ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/05/enbiya-suresinin-107-ayeti-ne-anlatiyor-199196-m.jpg
Enbiya Suresinin 107. Ayeti Ne Anlatıyor?

Enbiya suresinin 107. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 107. Ayet Arapça: وَمَٓا اَرْسَلْنَاكَ اِلَّا رَحْمَةً لِلْعَالَم۪ينَ Enbiya Suresi 1 ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/05/enbiya-suresinin-94-ayeti-ne-anlatiyor-199181-m.jpg
Enbiya Suresinin 94. Ayeti Ne Anlatıyor?

Enbiya suresinin 94. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 94. Ayet Arapça: فَمَنْ يَعْمَلْ مِنَ الصَّالِحَاتِ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَا كُفْرَانَ لِس ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/05/peygamber-efendimizin-dort-vazifesi-cuma-suresi-2-ayet-199190-m.jpg
Peygamber Efendimiz'in Dört Vazifesi (Cuma Suresi 2. Ayet)

"O Allah ki, ümmîlere kendi içlerinden, onlara âyetlerini okuyacak, onları her türlü günah kirlerinden temizleyip arındıracak, onlara kitabı ve hikm ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/enbiya-suresinin-89-ayeti-ne-anlatiyor-199168-m.jpg
Enbiya Suresinin 89. Ayeti Ne Anlatıyor?

Enbiya suresinin 89. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 89. Ayet Arapça: وَزَكَرِيَّٓا اِذْ نَادٰى رَبَّهُ رَبِّ لَا تَذَرْن۪ي فَرْدًا وَاَنْتَ ...


https://www.islamveihsan.com/wp-content/uploads/2025/04/enbiya-suresinin-81-ayeti-ne-anlatiyor-199155-m.jpg
Enbiya Suresinin 81. Ayeti Ne Anlatıyor?

Enbiya suresinin 81. ayetinde şöyle buyrulur: Enbiya Suresi 81. Ayet Arapça: وَلِسُلَيْمٰنَ الرّ۪يحَ عَاصِفَةً تَجْر۪ي بِاَمْرِه۪ٓ اِلَى الْاَرْضِ ...