# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | فَمَا تَنْفَعُهُمْ شَفَاعَةُ الشَّافِع۪ينَۜ | |
Türkçe Okunuşu * | Femâ tenfe’uhum şefâ’atu-şşâfi’în(e) | |
1. | Ömer Çelik Meali | Artık şefaat edenlerin şefaati onlara bir fayda vermeyecektir. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | Artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermez. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Artık onlara, şefaatçilerin şefaati fayda vermez. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Artık şefaatçilerin şefaati onlara fayda vermez. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | Artık onlara şefaatçilerin şefaatı fayda vermez. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Fakat fâide vermez o vakıt şefaati şefaatçilerin |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Artık şefaat edicilerin hiçbir şefaati onlara fâide vermeyecek. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | Artık şefâatçilerin şefâati onlara (kâfirlere) fayda vermez! |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Fakat (o vakit) şefaatçilerin şefaatı onlara fayda vermez. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Artık onlara şefaat edecek olanların şefaati bir fâide verecek değildir. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Şefaat edenlerin şefaati onlara fayda vermez. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | Then will no intercession of (any) intercessors profit them. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Müddessir Sûresi 48. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاِنْ مِنْ شَيْءٍ اِلَّا عِنْدَنَا خَزَٓائِنُهُۘ وَمَا نُنَزِّلُهُٓ اِلَّا بِقَدَرٍ مَعْلُومٍ Her şeyin hazineleri sade ...
Kur’ân-ı Kerîm’i, her devirde milyonlarca hâfız ezberlemiştir. Müsteşriklerin dahî îtirâf ettikleri gibi[1] bu durum, yeryüzünde hiçbir kitaba nasîb o ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: اِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَاِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ Kesin olarak bilesiniz ki bu kitabı kuşkusuz biz indirdik ...
Hakîkaten Hazret-i Âdem’le başlayan ve Âhir Zaman Nebîsi -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’de kemâle eren İslâm’ın, Kur’ân-ı Kerîm’le vâsıl oldu ...
Kur’an’da şöyle buyrulur: وَاَنْذِرِ النَّاسَ يَوْمَ يَأْت۪يهِمُ الْعَذَابُۙ فَيَقُولُ الَّذ۪ينَ ظَلَمُوا رَبَّنَٓا اَخِّرْنَٓا اِلٰٓى اَجَلٍ قَر۪يب ...
Kur’ân hizmetine koşan bu Kur’ân âşıkları, Rabbimiz’in rızâsına ve hatıra gelmeyecek ilâhî lûtuflara nâil olmuşlardır. Bu ilâhî lûtuf manzaralarından ...