# | Meal | Ayet |
---|---|---|
Arapça | لَا يَمْلِكُونَ الشَّفَاعَةَ اِلَّا مَنِ اتَّخَذَ عِنْدَ الرَّحْمٰنِ عَهْدًاۢ | |
Türkçe Okunuşu * | Lâ yemlikûne-şşefâ’ate illâ meni-tteḣaże ‘inde-rrahmâni ‘ahdâ(n) | |
1. | Ömer Çelik Meali | O gün Rahmân’ın katında, kendisine söz ve izin verilenler dışında hiç kimse şefaat etme yetkisine sahip olamayacaktır. |
2. | Diyanet Vakfı Meali | 85, 86, 87. Takvâ sahiplerini heyet halinde çok merhametli olan Allah'ın huzurunda topladığımız, günahkârları da susuz olarak cehenneme sürdüğümüz gün, Rahmân nezdinde söz ve izin alandan başkalarının şefâata güçleri yetmeyecektir. |
3. | Diyanet İşleri (Eski) Meali | Rahman'ın katında bir ahd almış olandan başkası asla şefaatte bulunamıyacaktır. |
4. | Diyanet İşleri (Yeni) Meali | Rahmân’ın katında söz almış olanlardan başkaları şefaat hakkına sahip olmayacaklardır. |
5. | Elmalılı Hamdi Yazır Meali | (O gün) Rahmân (olan Allah)'ın katında bir ahd almış olan kimseden başkaları şefaat etme hakkına sahip olamayacaklardır. |
6. | Elmalılı Meali (Orjinal) Meali | Rahmanın nezdinde bir ahd almış olan kimseden başkaları şefaate malik olamıyacaklar |
7. | Hasan Basri Çantay Meali | Çok esirgeyici (Allahın) nezdinde ahd edinmiş olanlardan başkaları şefaat (hakkına) mâlik olmayacaklardır. |
8. | Hayrat Neşriyat Meali | (O gün,) Rahmân'ın katında söz (izin) almış olanlardan başkası şefâat (hakkın)a sâhib olmayacaktır. |
9. | Ali Fikri Yavuz Meali | Rahman'ın katında bir ahd (iman edip söz ve izin) almış olan kimseden başkaları şefaat etmeye sahip olamıyacaklardır. |
10. | Ömer Nasuhi Bilmen Meali | Şefaate mâlik olamayacaklardır, ancak Rahmân'ın nezdinde bir ahd alan müstesna. |
11. | Ümit Şimşek Meali | Rahmân'dan bir söz almış olanlar dışında hiç kimsenin o gün şefaat yetkisi olmaz. |
12. | Yusuf Ali (English) Meali | None shall have the power of intercession, but such a one as has received permission (or promise) from ((Allah)) Most Gracious. |
Sadece meal okumak ile Kur'ân-ı Kerim'in bir çok âyetinin tam mânâsı ile anlaşılması mümkün olmayabilir. Ayetlerin izahı için mutlaka bir tefsire başvurulması gerekir. Meryem Sûresi 87. ayetinin tefsiri için tıklayınız |
||
* | Türkçe okunuşlarından Kur'an-ı Kerim okumak uygun görülmemektedir. Ayetler Türkçe olarak arandıkları için sitemize eklenmiştir. |
Kehf Suresinin 46. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 46. Ayet Arapça: اَلْمَالُ وَالْبَنُونَ ز۪ينَةُ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۚ وَالْبَاقِيَاتُ الصّ ...
Kehf Suresinin 45. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 45. Ayet Arapça: وَاضْرِبْ لَهُمْ مَثَلَ الْحَيٰوةِ الدُّنْيَا كَمَٓاءٍ اَنْزَلْنَاهُ مِنَ ...
Kehf Suresinin 29. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 29. Ayet Arapça: وَقُلِ الْحَقُّ مِنْ رَبِّكُمْ فَمَنْ شَٓاءَ فَلْيُؤْمِنْ وَمَنْ شَٓاءَ فَ ...
Kehf Suresinin 23-24. ayetlerinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 23-24. Ayet Arapça: وَلَا تَقُولَنَّ لِشَا۬يْءٍ اِنّ۪ي فَاعِلٌ ذٰلِكَ غَدًاۙ اِلَّٓا ...
Kehf Suresinin 17. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresi 17. Ayet Arapça: مَنْ يَهْدِ اللّٰهُ فَهُوَ الْمُهْتَدِۚ وَمَنْ يُضْلِلْ فَلَنْ تَجِدَ لَهُ ...
Kehf Suresinin 7. ayetinde şöyle buyrulur: Kehf Suresinin 7. Ayet Arapça: اِنَّا جَعَلْنَا مَا عَلَى الْاَرْضِ ز۪ينَةً لَهَا لِنَبْلُوَهُمْ اَيُّهُ ...